Bir kitap etkinliği için yolum Ürgüp’e düştü. Bu güzel beldede geçirdiğim kısa sürede gözlemlediklerimi ve hissettiklerimi sizinle paylaşmak istedim.
Değişim bazen tek bir adımla başlar. Ürgüp, tam da böyle bir değişimin içinde. Vizyon sahibi bir belediye başkanının gelmesiyle birlikte sokaklarında sanatın, kültürün, yeniliğin izleri belirmeye başladı. Ürgüp’ün tarih kokan taş sokaklarına modern dokunuşlar eklenirken, halkın hayatına da yeni bir soluk getirildi.
Bir düşünün; daha önce yalnızca klasik yapılarıyla tanınan bir şehir, şimdi ara sokaklarında heykellerle süslenmiş, sanatın ve estetiğin buluşma noktası haline gelmiş. İlk kitap fuarı düzenlenmiş, at müzesi açılmış, tabelalar yenilenmiş, kadın kooperatifleri güçlendirilmiş… Ürgüp’ün sokaklarında dolaşırken bu değişimi hissetmemek mümkün değil.
Ama asıl farkı yaratan, sadece yapılan projeler değil, yönetenlerin halkla iç içe olmasıydı. Belediye başkanı ve eşi, halkla birlikte kahvede oturuyor, aynı kaldırımları kullanıyor, vatandaşlarla yan yana yürüyor. İşte tam da bu samimiyet, halkın güvenini kazanıyor, şehri birlikte inşa etme duygusunu güçlendiriyor. Yönetici halktan kopmadığında, insanlar yönetimde kendilerini görüyor. İşte o zaman gerçek değişim başlıyor.
Bu değişimi yönlendiren isimlerden biri de Ali Ertuğrul Bul. 1967 yılında Erzurum’da dünyaya gelen, ancak kökleri Ürgüp’e dayanan bir isim. Dedesi Kâni Bul, 1924 yılında mübadele ile Yunanistan’ın Kesriye köyünden Ürgüp’e göç etmiş. Babaannesi Fatma Bul da yine Yunanistan mübadillerinden olup Cemil köyüne yerleşen muhacirlerden biri. Annesinin ailesi ise Ürgüp’ün Karain köyünün yerlilerinden. Çocukluk yazlarını Ürgüp’te anneannesinin evinde geçirirken, bu güzel beldeye olan bağlılığı o yıllarda kökleşmiş.
Eğitim hayatını Ankara’da tamamlayan Bul, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olduktan sonra ODTÜ’de yüksek lisansa başlamış, ardından bankacılık ve sigortacılık alanında önemli görevler üstlenmiş. Garanti Bankası’nda müfettişlikten Zurich Sigorta ve TEB Sigorta gibi şirketlerde genel müdürlüğe uzanan bir kariyer… Ancak ne olursa olsun Ürgüp’ten kopmamış. Üniversite yıllarında halı ve kilim satıcılığı yaparak turizmin önemini kavramış, Ürgüp’e her zaman yatırım yapmayı amaç edinmiş.
2003 yılında otel açma planlarıyla Ürgüp’e dönmüş, ancak şehrin ihtiyacını görerek Katpatuka Cafe ve Bistro’yu açmış. Ürgüplüler bu mekânı farklı kahve çeşitleri, özel dekorasyonu ve güzel müzikleriyle hatırlayacaklardır. Sonrasında ise lavanta bahçeleri… Ortahisar ve Sofular’da lavanta yetiştiriciliğine başlayarak, Kapadokya’nın yerel bir markası olan Fiona’s Lavander’ı kurmuş. Ürgüp’te tarıma ve yerel üretime verdiği destekle şehre farklı bir bakış açısı kazandırmış.
Ürgüp’te yaşanan bu dönüşüm, Türkiye’nin diğer beldeleri için de büyük bir örnek teşkil ediyor. Çünkü yönetim, yalnızca kararlar almakla değil, o kararları halkla birlikte uygulamakla anlam kazanıyor. CEO’luktan lavanta bahçelerine, oradan belediye başkanlığına uzanan bir yol… Ali Ertuğrul Bul’un öncülüğünde, Ürgüp’ün geçirdiği bu değişim, gösteriyor ki vizyon ve cesaret bir araya geldiğinde, şehirler sadece taş binalardan ibaret olmaktan çıkıp, yaşayan, nefes alan, gelişen bir ruha kavuşuyor.
Bu değişimin dalga dalga yayılması dileğiyle…
