Güven Baykan
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Haber
  4. Gençliğin İtirazı: Öğrenciler ve Küresel Protesto Kültürü

Gençliğin İtirazı: Öğrenciler ve Küresel Protesto Kültürü

Üniversite kampüsleri, yalnızca bilgi aktarımının yapıldığı mekânlar değil; aynı zamanda düşüncenin, özgürlüğün ve değişimin filizlendiği alanlardır

featured
Player Alanı

Üniversite kampüsleri, yalnızca bilgi aktarımının yapıldığı mekânlar değil; aynı zamanda düşüncenin, özgürlüğün ve değişimin filizlendiği alanlardır. Tarih boyunca öğrenciler, toplumsal adaletsizliklere karşı seslerini yükseltmiş, değişimin öncüsü olmuşlardır. Bu yazıda, farklı coğrafyalardan öğrenci protestolarını ele alarak, gençliğin itirazının evrensel boyutunu inceleyeceğiz.

1968 Paris: Devrimin Öğrenci Yüzü

1968 yılında Paris’te başlayan öğrenci hareketleri, kısa sürede işçi sınıfının da katılımıyla geniş çaplı bir toplumsal harekete dönüştü. Öğrenciler, üniversite sistemindeki katılığa, toplumsal eşitsizliklere ve siyasi baskılara karşı çıkarak, özgürlük ve reform taleplerini dile getirdiler. Bu hareket, dünya genelinde gençlik hareketlerine ilham kaynağı oldu ve “68 Kuşağı” olarak anılan bir neslin doğmasına zemin hazırladı.

Türkiye’de Devrimin Çocukları: 68 ve 68 sonrası kuşağı

Türkiye’de 1968, yalnızca dünyaya öykünmek değildi. Aynı zamanda kendi tarihsel hesaplaşmamızdı. Üniversitelerde yükselen sesler; bağımsızlık, kamuculuk, eşitlik diyordu. Ve o seslerin içinden bir kuşak doğdu: Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan. Ardından Mahir Çayan, devrimci bir ütopyanın dili oldu. Onlar, yalnızca protesto eden değil; başka bir dünya isteyen çocuklardı. Bu yüzden genç öldüler.

68 sonrası kuşağı, 68 kuşağının bıraktığı yerden yürümeye çalıştı. Yalnızca siyasi taleplerle değil, kültürel bir başkaldırıyla da… Ezberleri sorgulayan, kitaplarla donanmış, dayanışmayı kutsal bilen bir kuşaktı. O kuşak, 12 Eylül’le birlikte ağır bir darbe aldı. On binlerce öğrenci gözaltına alındı, işkenceden geçirildi, idamlar oldu. Ama o kuşak hâlâ yazıyor, anlatıyor, direniyor.

Tiananmen Meydanı: Tankların Karşısında Tek Başına

4 Haziran 1989’da Çin Halk Cumhuriyeti’nin başkenti Pekin, dünya tarihinin en karanlık günlerinden birine sahne oldu. Demokrasi ve reform talep eden on binlerce öğrenci Tiananmen Meydanı’nda barışçıl bir şekilde toplanmıştı. Ancak Çin Halk Kurtuluş Ordusu, otoriter yönetimin emriyle meydana tanklarla girdi. Yaklaşık 10 bin öğrenci öldürüldü, binlercesi kayboldu.

Ve o gün, tüm dünyanın hafızasına kazınan bir görüntü belirdi: Üzerinde beyaz gömlek olan genç bir adam, elinde alışveriş torbalarıyla dört tankın önünde durdu. Ne bağırdı ne de koştu, yalnızca durdu. Sonradan Wang Weilin’in 19 yaşında bir arkeoloji öğrencisi olduğu öğrenilse de akıbeti hâlâ bilinmiyor. “Tank Adam”, artık yalnızca Çin’in değil, bastırılmak istenen tüm gençlik hareketlerinin evrensel bir sembolüdür.

2019 Hong Kong: Demokrasi İçin Direniş

Hong Kong’da 2019 yılında başlayan protestolar, Çin hükümetinin artan etkisine karşı bir tepki olarak ortaya çıktı. Üniversite öğrencileri, ifade özgürlüğü ve demokratik haklar için sokaklara döküldü. Özellikle Hong Kong Politeknik Üniversitesi’nde yaşanan çatışmalar, öğrenci direnişinin sembolü haline geldi. Bu protestolar, gençlerin demokratik değerler uğruna gösterdiği kararlılığı gözler önüne serdi.

İran’da Mahsa Amini Protestoları: Kadınların Özgürlük Mücadelesi

2022 yılında İran’da, Mahsa Amini’nin ahlak polisi tarafından gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybetmesi, ülke genelinde büyük protestolara yol açtı. Üniversite öğrencileri, özellikle kadınlar, zorunlu başörtüsü uygulamasına ve baskıcı rejime karşı seslerini yükselttiler. Bu protestolar, İran’da kadın hakları ve bireysel özgürlükler konusunda önemli bir dönüm noktası oldu.

2024 ABD ve Avrupa: Filistin’e Destek ve Akademik Özgürlük

2024 yılında, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde Filistin’e destek amacıyla düzenlenen protestolar, öğrenci aktivizminin günümüzde de ne denli etkili olduğunu gösterdi. Columbia Üniversitesi’nde başlayan ve diğer üniversitelere yayılan bu hareketler, öğrencilerin uluslararası meselelerdeki duyarlılıklarını ve akademik özgürlük taleplerini gündeme taşıdı. Bu protestolar, 1968’deki öğrenci hareketleriyle karşılaştırılarak, gençliğin değişim arzusunun sürekliliğini ortaya koydu.

Akademik Perspektif: Öğrenci Protestolarının Önemi

Akademik literatür, öğrenci protestolarının toplumsal değişim üzerindeki etkisini vurgulamaktadır. “Free to Think 2023” raporu, dünya genelinde akademik özgürlüklere yönelik tehditleri ve öğrenci hareketlerinin bu tehditlere karşı direnişini belgelemektedir. Ayrıca, “Youth, Protests and the Polycrisis” raporu, gençlerin küresel krizler karşısında nasıl mobilize olduğunu ve sosyal medya gibi araçları kullanarak nasıl etkili olduklarını analiz etmektedir.​

Gençliğin Sesi Susturulamaz

Öğrenci protestoları, sadece belirli bir dönemin veya coğrafyanın olgusu değildir; evrensel bir gençlik refleksidir. Bu hareketler, toplumsal adaletsizliklere karşı kolektif bir vicdanın ifadesidir. Gençlerin sesi, baskılarla susturulamaz; çünkü her yeni nesil, özgürlük ve adalet arayışını yeniden tanımlar ve bu uğurda mücadele eder.

Tankların önünde duran o çocuk, üniversite kapılarında afiş asan o öğrenci, forumlarda konuşan o genç… Hepsi aynı cümleyi kurar: “Beni gör. Sesimi duy.”
Ve biz görmezden geldikçe, o ses yalnızca yükselir. Çünkü gençlik, tarihin en uzun yankısıdır.

Gençliğin İtirazı: Öğrenciler ve Küresel Protesto Kültürü
Yorum Yap