Güven Baykan
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yaşam
  4. Filtreler Ardında Kalan Biz

Filtreler Ardında Kalan Biz

Sabahları gözümüzü açmadan telefona uzanıyoruz. Parmaklarımız otomatik bir ritüelle ekranı kaydırırken, başkalarının hayatlarının içinden geçiyoruz: bir gülümseme, bir tatil karesi, bir başarı hikâyesi… Görüyoruz, izliyoruz, kıyaslıyoruz. Ve sonra, sıra bize geliyor. Bugün kim olacağız? Hangi yüzümüzü göstereceğiz?

featured
Player Alanı

Sabahları gözümüzü açmadan telefona uzanıyoruz. Parmaklarımız otomatik bir ritüelle ekranı kaydırırken, başkalarının hayatlarının içinden geçiyoruz: bir gülümseme, bir tatil karesi, bir başarı hikâyesi… Görüyoruz, izliyoruz, kıyaslıyoruz. Ve sonra, sıra bize geliyor. Bugün kim olacağız? Hangi yüzümüzü göstereceğiz?

Sosyal medya, görünür olmanın yeni sahnesi. Ama sahne ışıkları altında ne kadar gerçek kalabiliyoruz? Paylaştığımız her karede biraz daha uzaklaşıyoruz kendimizden. Gülüyoruz ama içten mi? Yazıyoruz ama yürekten mi? Filtreler yalnızca görüntüyü değil, duyguları da düzenliyor artık. Pürüzsüz görünen hayatlarımızın ardında, bastırılmış kırılganlıklarımız saklı duruyor. Çünkü artık kusurlu görünmek zayıflık, sessiz kalmak kaybolmak, içe dönmek yetersizlik sayılıyor.

Bir zamanlar sadece kendimiz için yaşardık; şimdi ise başkalarının gözüyle kendimize bakar olduk. Hangi açı daha güzel, hangi sözcük daha etkileyici, hangi an daha “paylaşılabilir”? Gerçek, çoğu zaman kadrajın dışına itiliyor. Çünkü kusursuzluk algısı, insana özgü olan tüm kırılganlıkları saklamamızı öğretiyor. Filtrelenmiş hayatlar, bir noktadan sonra gerçekliğin yerini alıyor; ve biz, bu yapay ışığın altında kendi gölgemizi bulamaz hale geliyoruz.

Bazen durup düşünmek gerek: bu ses gerçekten bana mı ait, yoksa beğenilmek için şekillendirdiğim bir yankı mı? Kendimizi ifade ettiğimizi zannederken, iç sesimizi başkalarının beklentilerine feda ediyor olabilir miyiz? Her like, her yorum küçük bir alkış gibi geliyor kulağımıza; ama alkışlar kesildiğinde geriye kalan sessizlik, çoğu zaman yabancı geliyor. Çünkü biz artık o sessizliğe yabancıyız. Kendi sesimizi o kadar uzun zamandır duymadık ki hatırlayamıyoruz bile nasıl konuştuğumuzu.

Belki de en büyük cesaret, olduğumuz gibi görünebilmekte saklı. Filtreleri bir kenara bırakıp, pürüzlü yanlarımızla barışmakta. Çünkü insan, kusurlarıyla insandır; ve gerçek benlik, kalabalıklara değil, kendine dürüst olabilmeyi ister. Bazen görünmemek, görünür olmaktan daha kıymetlidir. Bazen paylaşmadıklarımızda daha çok biz vardır. Sosyal medya bir vitrin olabilir, ama asıl ev, içimizdedir. Orayı unutmadan, orada yankılanan sesi duymaya devam ederek yürümek… Belki de asıl özgürlük budur.

Filtreler Ardında Kalan Biz
Yorum Yap