Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Doha’da düzenlediği basın toplantısında, “Suriye, yeni bir aşamaya ulaştı. Suriye halkı, ülkelerinin geleceğini yeniden şekillendirecek. Bugün ümidimiz var. Suriye halkı, bunu tek başına başaramaz. Uluslararası toplumun Suriye halkını desteklemesi gerekiyor” dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar’ın başkenti Doha’da gerçekleştirilen Doha Forum 2024’te Suriye’de yaşanan güncel gelişmelere ilişkin bir basın açıklaması yaptı. Açıklamasında Suriye rejiminin yıkıldığına vurgu yapan Dışişleri Bakanı Fidan, “Yeni bir Suriye’ye uyandık. Rejim, bugün itibarıyla yıkıldı. Şu anda ülkedeki kontrol el değiştiriyor. Tabii ki bu, bir gecede olmadı. Son 13 yıldır ülke zaten bir iniş çıkış sürecinde. Ancak, 2016’dan bu yana Astana Süreci vesilesiyle biz durumu ve gerilimi düşürdük ve savaşı dondurduk. Bu süre, rejim tarafından kendi halkı ile barışmak için kullanılmalıydı ancak rejim bu fırsatı değerlendirmedi. Bütün girişimler başarısızlıkla sonuçlanınca, Cumhurbaşkanı Erdoğan, rejime el uzattı ve Suriye’de milli birlik ve barışa ulaşılabilmesi için bir çağrıda bulundu. Bu çağrı da reddedildi” dedi.
“Milyonlarca Suriyeli artık ülkelerine dönebilir”
Çöken Suriye rejiminin çok önemli meselelerde başarısız olduğunu ifade eden Fidan, “Devlet kurumları, Suriye halkının ihtiyaçlarına cevap veremedi. En temel hizmetleri yerine getiremediler. Halkın yarısı, hem ülke içinde hem de ülke dışında yerinden edildi. Bu, göç akımlarına neden oldu. Göç nedeniyle komşu ülkeler ve Avrupa’da bir baskı oluştu. Rejim, hayatta kalabilmek için uyuşturucudan elde edilen kazanca dayanıyordu. Bu sabah itibarıyla Suriye, yeni bir aşamaya ulaştı. Suriye halkı, ülkelerinin geleceğini yeniden şekillendirecek. Bugün ümidimiz var. Suriye halkı, bunu tek başına başaramaz. Uluslararası toplumun Suriye halkını desteklemesi gerekiyor. Türkiye, Suriye’nin millî birliğine, istikrarına, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne çok büyük bir önem atfediyor. Aynı zamanda Suriye halkının da refahını önemsiyor. Bu anlamda ülkelerini terk etmek durumunda olan milyonlarca Suriyeli artık ülkelerine geri dönebilir” diye konuştu.
“Suriye’nin refahı ve toprak bütünlüğü korunmalı”
Suriye’de yeni iradenin düzenli bir şekilde kurgulanması gerektiğine dikkat çeken Fidan, “Kapsayıcılık ilkesi hiçbir zaman taviz verilmeyen bir ilke olmalı. Hiçbir zaman bir intikam hedefi güdülmemeli. Artık birlik zamanı ve ülkeyi yeniden inşa etme zamanı. Bugün bölgede ve bölge dışında bütün aktörlerin dikkatli ve sakin bir biçimde hareket etmeleri çağrısında bulunuyoruz ve bölgeyi daha fazla istikrarsızlığa götürmemek gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Suriye’nin refahı ve toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini belirten Fidan, “Bu geçiş döneminde çok dikkatli olmalıyız. Farklı gruplarla iletişim halindeyiz. Terör örgütlerinin, özellikle DAEŞ ve PKK’nın bu durumdan bir avantaj sağlamaması için elimizden geleni yapıyoruz. Türkiye, terörizmle mücadele konusunda tüm adımları atacaktır. Bütün azınlıklar, Hristiyanlar, Kürtler, Müslüman olmayanlar, adil bir muameleye tabi tutulmalı ve kimyasal silahlar ve ilgili materyallerin mutlaka güven altına alınmalı. Yeni hükümet, bütün tarafları kapsayıcı bir şekilde davranmalı ve bütün muhalif güçler şu anda birleşmeli. Devlet kurumları korunmalı ve doğru çalışmaları sağlanmalı. Bütün bu anlayışla biz, Suriye’de barış ve güvenliğin tesisi için elimizden geleni yapacağız” şeklinde konuştu.
“Rusya Federasyonu ve İran’ın sürece yaklaşımını son derece önemsiyoruz”
Türkiye’nin son hafta içerisinde hem bölgesel hem de uluslararası aktörlerle yoğun bir diyalog süreci yürüttüğünü belirten Fidan, “Dün, Doha Forumu çerçevesinde Suriye’nin geleceği için gerçekten son derece önemli bir gündü. Öncelikle Astana ülkeleri, Türkiye, Rusya Federasyonu ve İran bir araya geldi ve bu gelişmeleri ele aldılar. Biz bu çerçevedeki Rusya Federasyonu ve İran’ın sürece yaklaşımını son derece önemsiyoruz. Yine Birleşmiş Milletler’in Suriye Özel Temsilcisi bizimle birlikteydi. Kendisi de çok önemli katkılarda bulundu ve çabalarını çok takdir ediyoruz. Daha sonra Arap ülkeleriyle Suudi Arabistan, Katar, Irak, Mısır ve Ürdün ile bir araya geldik. Bu kardeş ülkelere de yapıcı yaklaşımlarından dolayı teşekkür etmek istiyoruz. Yine, Amerika Birleşik Devletleri ile de temaslarımız oldu. Bölgesel ve uluslararası aktörler ile işbirliğimizi devam ettireceğiz” dedi.
“Esed, muhtemelen Suriye dışında”
Basın toplantısında Esed’in nerede olduğunu bilip bilmediklerine ilişkin bir soruya cevap veren Fidan, “Bununla ilgili herhangi bir yorumda bulunamam. Nerede olduğunu da bilmiyoruz. Muhtemelen Suriye dışındadır” diye konuştu.
“Suriye halkı ile birlikte çalışmamız gerekiyor”
Şu anda gerçekleşmesi gereken siyasi süreç ve Suriye’nin istikrarlı bir döneme geçişi için Türkiye’nin ne yapacağı yönünde bir soru alan Fidan, “Daha önce de belirttiğim gibi, biz Suriye’nin istikrarı için çok uzun bir süredir çaba gösteriyoruz. Aktörleri yakından tanıyoruz, problemleri yakından tanıyoruz. Bunlar gerçekten zorlu problemler, çok yoğun çalışmamız gerekiyor. Daha önce de belirttiğim gibi, Suriye halkı ile birlikte çalışmamız gerekiyor. Sadece Türkiye değil, bölgesel aktörler ve uluslararası aktörlerin de bu sürece dahil olması gerekiyor. Çok iyi ve sorunsuz bir geçiş döneminin olması için sivil halka herhangi bir zarar verilmemesi gerekiyor. Halk için temel hizmetlerin verilmesi gerekiyor ve her şeyden önce bölge ülkelerinin yeni idare ve yeni Suriye’yi komşuları için tehdit ortaya çıkarmayan bir yapı halinde görmesi gerekiyor. Suriye, mevcut problemlere cevap vermeli ve bu tehditleri engellemeli” ifadelerini kullandı.
“Herhangi bir temasımız olmadı”
Türk hükümetinin son günlerinde Esed ile bir iletişiminin olup olmadığı yönünde bir soruya cevap veren Fidan, “Maalesef, bildiğiniz gibi Sayın Cumhurbaşkanımız son birkaç aydır, özellikle Suriye rejimine ve Esad’a ulaşmaya çalışıyordu fakat bütün bu çabalar sonuçsuz kaldı. Biz bir şeyler olmasını bekliyorduk, dediğim gibi, Suriye halkının ve Suriye’nin problemlerini çok yakinen biliyoruz ve gruplar üzerindeki baskıyı da biliyoruz. Mülteciler ve özellikle de ekonomik sorunları yakinen biliyoruz. Rejim aslında yavaş yavaş çürüyüp çöküyordu biz de bunu görüyorduk. Bu nedenle gerçekten bunu engellemek için bir şeyler yapmaya çalıştık. Ancak, cevabın kısası, hayır, onlarla görüşmedik, herhangi bir temasımız olmadı” şeklinde konuştu.
“Türkiye, yeni idareyle çalışmaya devam edecek”
Rejimin 2016’dan bu yana elindeki zamanı problemleri çözmek için kullanmadığını vurgulayan Fidan, “Astana Süreci’nin savaşı dondurmasından bu yana 2016 yanında, rejimin son derece değerli bir zamanı vardı mevcut problemlerle baş edebilmek için ancak, 2016 yılına kadar rejimin gerçekten çok yüksek bir adrenalin ile hareket ettiğini biliyorduk. Dolayısıyla problemler ile ilgilenmiyor, kurumsal kapasite eksikliği üzerinde durmuyor, başka sorunlara odaklanmıyorlardı. Bu son derece değerli zamanı mevcut problemlere cevap bulabilmek için kullanabilirlerdi fakat bunu yapmadılar. Bunun tam tersine yavaş bir çürüme ve rejimin çöküşünü gördük. Bu aslında bir mermi bile atılmadan Halep’in neden düştüğünü ve bunu da diğer şehirlerin nasıl takip ettiğini açıklıyor” dedi.
Komşu ülkelerle birlikte Suriye’nin yeniden inşa edilmesi için mevcut idare ile çalışmanın son derece önemli olduğunu vurgulayan Fidan, “Türkiye, her tür kapasiteyi ve her tür imkanı kullanarak Suriye’nin ekonomik sorunlarına ve diğer sorunlarına çözüm bulabilmek için yeni idareyle çalışmaya devam edecek” şeklinde konuştu.
“Suriye’deki tüm tarafların bu sürece dahil edilmesi gerekiyor”
Farklı gruplardan oluşan muhaliflerin yeni dönemde nasıl koordine olacaklarına ilişkin bir soruya cevabında Fidan, “Bildiğiniz gibi muhalifler, farklı gruplardan oluşuyor ancak bir koordinasyon mekanizmaları var aralarında. Bu mekanizmanın önümüzdeki günlerde daha da iyileşeceğini düşünüyorum çünkü şu anda ellerinde başarmaları gereken çok daha büyük bir iş var. Bir araya gelebilmelerini ve birlikte düzenli bir biçimde çalışmaya başlayabilmelerini ve iyi bir geçiş dönemini tesis edebilmelerini ümit ediyoruz. Tabii ki bu süreç içerisinde Suriye’deki tüm tarafların bu sürece dahil edilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“Amerika’daki yeni idare ile temas içinde olacağız”
Türkiye’nin de DAEŞ ve diğer terör örgütleri konusundaki endişeleri paylaştığını vurgulayan Fidan, “Bu durumdan faydalanmamalarını istiyoruz. Durumu kötüye kullanmalarını istemiyoruz. Bu konuda dikkatliyiz. DAEŞ ve PKK’nın bu süreci kötüye kullanmamasından emin olmak için çok dikkatli hareket ediyoruz. Amerikalı dostlarımızla temas halindeyiz. Bizim bu konuda ne kadar hassas olduğumuzu biliyorlar özellikle YPG/PKK konusunda. Türkiye’ye bu gruplardan gelecek her tehdide cevap vereceğimizi bir reaksiyon göstereceğimizi biliyorlar. Amerika’daki yeni idarenin yeni hükümet ile tabii ki bu konuyla ilgili olarak bazı temaslar halinde olacağımızı ifade etmek istiyorum” dedi.
“Herhangi bir PKK uzantısı, meşru bir taraf olarak değerlendirilemez”
Muhalif güçlerin bütün tarafları sürece dahil etmesi gerektiği ifadesine ilişkin bir soruya cevabında Fidan, “Aslında Suriye’nin kuzeyinde bulunan son derece meşru Kürt taraflar var. Onlar tabii ki çok uzun bir süredir muhalif güçlerin bir parçası oldular. Ancak herhangi bir PKK uzantısı Suriye’de herhangi bir şekilde meşru bir taraf olarak değerlendirilemez. Suriye’deki görüşmelerde, görüşeceğimiz bir taraf olamaz. Çünkü uluslararası teröristler, Türkiye’den PKK kadroları, İran ve Irak’tan PKK kadrolarının bulunması söz konusu ve Suriyeli değiller. SDG’yi Suriyeli olmayanlar yönetiyor ve bu aslında herkesin bildiği bir sır. Kısacası, sorunuzun cevabı “hayır”. Kendileri ile ilgili bir değişikliğe gitmedikleri müddetçe bu mümkün değil” diye konuştu.
“İnşallah Suriye halkını daha güzel günlerin beklediğini hep beraber göreceğiz”
Basın toplantısını Türkçe yaptığı açıklamayla sonlandıran Fidan, “Türkiye uzun yıllardır Suriye’nin birliği, beraberliği ve bütünlüğü için elinden geleni yapmaktadır. Özellikle son aylarda Cumhurbaşkanımızın yaklaşmakta olan süreci görmesinden hareketle başlattığı inisiyatifin Suriye rejimi tarafından reddedilmesi, maalesef bizim endişelerimizi haklı çıkaran gelişmelerin olmasına yol açtı. Muhalifler an itibarıyla Şam’ı ele geçirmiş durumdalar. Esed rejimi çökmüş durumda, Esed ülkeyi terk etmiş durumda, biz bundan sonra Suriye’nin yaralarının sarılması için, birliğinin, bütünlüğünün, güvenliğinin sağlanması için ne yapabiliriz el birliğiyle şu anda onun mücadelesi içerisindeyiz” ifadelerini kullandı.
Dünden itibaren bölge ülkeleri ve uluslararası aktörlerle çalışmaya başladıklarını kaydeden Fidan, “Özellikle bölge ülkeleriyle işbirliğimiz önemli. Irak ve Türkiye, Suriye ile uzun sınırları olan iki ülke. Özellikle beraber koordinasyonumuz önemli. Ürdün, Suudi Arabistan ve Katar bu noktada bizim için önemli partnerler. Bunlarla da çalışmalarımızı devam ettireceğiz. Amerika ile görüşmelerimiz devam ediyor. Özellikle terörizm ve güvenlik konularındaki hassasiyetlerimizi paylaşıyoruz. Önümüzdeki günler, özellikle geçiş süreci, bu konuda inşallah Suriye halkını daha güzel günlerin beklediğini hep beraber göreceğiz” şeklinde konuştu.