Sanatçı Okan Bayülgen, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl 15’incisi düzenlenen ve “Anadolu Mayası” temasıyla devam eden kitap fuarında katıldığı söyleşide, hem Türkçe’nin korunması hem de dijital çağda düşünme kültürü üzerine dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
“Türkçemiz Evimiz” başlıklı özel oturumda konuşan Bayülgen, “Dil benim her şeyim, bir de evim” diyerek kelimelerle kurduğu bağı anlattı.
Modern çağın dijital kaosunda insanın zihnini ayakta tutacak yegane çözümün “okuma eylemi” olduğuna dikkati çeken Bayülgen, “Yapay zeka, bilgiye ulaşmayı kolaylaştırabilir ama zihnimizi tembelleştirme riski var. Kitapla düşünmek, yapay zekanın sunduğuna teslim olmamak demektir. Sosyal medya bizi provoke ederek tahrik ediyor, bazen siyaset bile dijital bir gösteri halini alıyor. Zihin boş kalıyor” dedi.
Okuma anının zihinde uyandırdığı sinematik görüntülerden bahseden Bayülgen, “Kitap sarmaya başladığında, harfleri gördüğün anları yitirirsin. Sayfalar gözün arkasında bir sinema gibi geçmeye başlar” diye konuştu.
“MERCİMEK ÇORBASINA UN KOYAN İNSANLARDAN HAYIR GELMEZ”
Dil savunusunun mutfakla bağını kuran Bayülgen, dildeki yozlaşmanın mutfaktaki benzer halini şu şekilde dile getirdi:
“Mercimek çorbasına un koyan insanlardan hayır gelmez. Kaç restoranda bu yüzden kavga ettim, kaçından kovuldum. Tıpkı dilimiz gibi, değerlerimizi de koruyamadık.”
Kitap fuarlarının önemine de değinen Okan Bayülgen, “Kitap fuarları yalnızca kitapla değil, medeniyetle, kimlikle, dilimizle bir diriliş alanıdır. Türkçemiz evimizdir. O evin kapısını birlikte muhafaza edelim. Tek çare kitap okumak” ifadelerini kullandı.
Söyleşinin ardından Bayülgen ve Karaağaç’a plaket takdim edildi.

