1. Haberler
  2. Teknoloji
  3. Uzm. Biyolog Kaan Soyuer yazdı: Kitlelerden kopan bilim ve iklim değişikliği

Uzm. Biyolog Kaan Soyuer yazdı: Kitlelerden kopan bilim ve iklim değişikliği

featured
Player Alanı

Tüm Dünya’da eğitim sisteminin bir uçuruma yuvarlanması bilim-okuryazarı olmayan kitlelerin oluşmasına sebep olmaktadır. Bu duruma ek olarak son 50 yılda moda haline gelen bir anlayışta toplumları bilim insanlarından uzaklaştırmaya devam etmektedir. Toplumlar okuması amacıyla hazırlanan yayınlarda fazla terminoloji içeren, ağdalı cümleler kurulması metinlerin anlaşılmaz olmasına sebep olmaktadır. Ne yazık ki birçok kişi bunu yüksek entelektüellik olarak görmekte ve bu iletişimsizliği körüklemektedir. Biyolojide niş adı verilen bir kavram vardır. Bir canlı görevi doğrultusunda doğada yer kaplar ve bir şekilde bu canlı görev yerini terk ederse başka bir canlı onun görevini üstlenir. Biz şu an bunu toplumsal düzeyde yaşamaktayız. Bilim insanları nişlerini kendi elleriyle terk ederek yerlerini şarlatanlara bırakmaktadır.

Bilim insanları ve toplumlar arasında iletişim bu düzeyde olursa insanların iklim krizi, pandemi veya kuraklık gibi kavramları anlamalarını beklemek haksızlık olur. Örneğin insanların iklim krizini anlamalarını beklemek için en azından temel düzeyde coğrafya ve biyoloji bildiğini var saymak gerekmektedir. Diğer yandan bir şarlatanın felaket senaryolarını anlamak için temel düzeyde bir şey bilemeye gerek yoktur. İsminin önünde çeşitli unvanlar bulunan, konuşurken anlaşılır (ama doğru bilgiler içermeyen) bir dil kullanması kitlelerin konuşmayı anlamasıyla sonuçlanır. Bunun arkasında beyinin çalışma prensibi yatmaktadır. Bunlardan birisi sezgisel düşünce sistemi diğeri ise analitik düşünme sistemidir. Sezgisel düşünme sistemi daha ilkel bir sistemken analitik düşüncenin eğitim seviyesi arttıkça ön plana çıktığı çeşitli çalışmalarla ortaya konmuştur. Olaylara mantık çerçevesinde (genelde kompleks düşünme ve bilgiler arasında bağdaştırma gerekir) yaklaşamayan insanların bu tarz insanlara inanmaya meyilli olduğunu görülmüştür. Dolayısıyla bilim insanlarının üstlenmesi gereken görev kitle iletişimini doğru kullanmayı bilmektir. Kitlelere düşen görevse bilgi-okuryazarlığı ismi verilen alanda kendilerini geliştirmeleridir. Bu bağlamda, günümüzde sık sık konuşulan iklim değişikliği sorununu ele alarak, bir takım yanlış önermeleri bilimsel olarak değerlendirelim.

Önerme 1: İklim değişikliği Dünya’da daha önce benzeri görülmemiş bir felakettir.

İklim değişikliği gezegen için yeni bir olay olması şöyle dursun aslında doğanın ayrılmaz bir parçasıdır. Okullarda verilen fen bilgisi eğitimlerinin yetersizliğinden kaynaklanan bir sorundan dolayı bu gerçeği atlarız. Gezegenimizde, doğrudan canlılar kaynaklı veya jeolojik hareketler kaynaklı olmak üzere birden çok kez iklim değişmiştir.

Önerme 2: İklim değişikliği tamamen insanlığın etkisiyle başlamıştır.

İklim değişikliği insanlıkla başlamış bir süreç değildir ancak insanlıkla doğrudan ilişkilidir. Kültürel evrimimizin bizi getirdiği sanayi devriminde sanayileşme ve teknolojinin birlikte gelişimi iklim değişikliğinin sebeplerinin daha kısa sürede oluşmasına olanak sağlamıştır. Böylece, toplumların üretim yöntemlerinde meydana getirdikleri değişiklik sebebiyle iklim değişikliği, insanlığın kültürel evrim etkisiyle hızlanmıştır.

Önerme 3: Buzulların erimesi deniz seviyesini etkilemez.

İçinde bulunduğumuz yüzyılda buzulların erimesi sebebiyle deniz seviyesinin 6-7 metre artması ve önümüzdeki yüzyılda ise deniz seviyesinin 80 metre artması beklenmektedir. Yürütülen simülasyon çalışmaları şartların aynı kaldığı varsayılarak yapılır, dolayısıyla iklim değişikliğini tetikleyen etkenlerin artması süreçleri de kısaltacaktır. Bu deniz seviyelerindeki artış birçok ülke gibi Türkiye’de de kıyı sınırlarında toprak kayıplarına sebep olacak, diğer bir deyişle sular altında kalmasına sebep olacaktır. Simülasyon çalışmasının ortaya koyduğu sonuçlara göre Antalya, Mersin ve Adana tamamen suyun altında kalarak su altı şehirlerine dönüşürken, daha şanslı sayılabilir İstanbul’da Taksim’e gitmek için adalar vapurunun kullanılması gerekecek.

Önerme 4: İklim değişikliği tüm canlılık için felakettir.

Bu önerme hem doğru hem de yanlıştır. Neden? Aslında sebep oldukça basit bir şekilde bakış açılarında saklıdır. İklim değişikliği kötü değildir hatta biyoçeşitlilik açısından göz ardı edilemez bir önemi vardır. Günümüzdeki biyoçeşitliliğin sebeplerinden biri dünyanın geçmişte yaşamış olduğu değişimlerdir1 ki bu değişimlerden biri de iklim değişikliğidir. İklim değişikliği tüm canlıları etkileyerek toplu yok oluşlara sebep olabilir, bu da doğada oluşacak niş boşlukları yaratır. Ancak sanıldığının aksine doğanın kendini toparlaması uzun zaman almaz ve oluşan nişler hızla farklı canlılar tarafından doldurulur, böylece akış devam eder. Yeni nişlerine geçen canlıların boşalttığı nişler de aynı prensiple doldurulur ve bu döngü devam eder.

Diğer yandan iklim değişikliğinin yaratacağı sorunlar arasında toplumların farklı coğrafyalara göç etmesine sebep olacak: temiz su kaynaklarına erişimin kısıtlanması, yeterli oksijen bulunmayan bölgeler, deniz seviyelerinin yükselmesine bağlı olarak sular altında kalan kıyı şeritleri bulunurken; Deniz ve okyanusların asidifikasyonuna2 bağlı olarak: kabuklu deniz canlılarının kabuklarının suda çözülmesi, asitlenmiş sularda yaşaması zorlaşan deniz canlılarının azalması veya yok olması; Toprakların tuz dengesinin değişmesine bağlı olarak tarım alanlarının azalması, büyük ve küçükbaş hayvanların beslenme yetersizliğinden kaynaklanan kırmızı ete ulaşımın kısıtlanması gibi gıda krizleri iklim değişikliğinin etkileri arasında sayılabilir.

Önerme 5: İklim değişikliği atmosferle ilgili bir durumdur.

İklim değişikliği sadece sıcaklık artışı ile açıklanamayacak kadar kapsamlıdır. Deniz seviyesindeki değişimler, deniz asidifkasyonu, buzullardaki değişimler, toplumsal yapı ve ekosistem değişimleri gibi durumlarla da iç içe geçmiştir.

Önerme 6: İklim değişikliği dünyanın her yerinde aynı şekilde hissedilir.

İklim değişikliğinin etkileri farklı yarım kürelerde farklı hissedilecektir. Örneğin Türkiye’de Ege bölgesi kuraklık, kıtlık ve susuzluk gibi sorunlarla çölleşirken; Karadeniz gibi yerler yüksek yağış sebebiyle seller, taşkınlar gibi sorunlarla karşılaşabilir.

Önerme 7: İklim değişikliği sadece doğal afetlere sebep olur.

Aslında durum böyle olsa belki daha kolay olurdu. Maalesef iklim değişikliğinin beraberinde getireceği gıda krizleri veya su krizleri toplumların diyetlerini kökten değiştirebilir. Bunlarla birlikte kalp-damar rahatsızlıkları, astım gibi solunum sıkıntılarının artmasına sebep olabilir.

Önerme 8: İklim değişikliğinin çözümü sadece teknolojinin gelişmesine bağlıdır.

Elbette “yeşil teknoloji” adı verilen yeni yollar tercih edilerek bir adım atılmış olur. Ancak tüm yükü teknolojinin gelişmesine bağlamak doğru olmaz. İklim değişikliğinin çözümü için bireyden başlayarak toplum, devlet ve şirketler düzeyinde de gerekli sorumlulukların alınması gereklidir.

Önerme 9: İklim değişikliğinin önüne geçmek için çok geç.

İklim değişikliği ciddi düzenlemeler ve emeklerle etkileri azaltılabilir bir sorundur. Bu çözümleri çok dallı bir ağaç gibi düşünmeliyiz. Her bir dalın sorumluluk ve görevleri farklıdır. Daldaki yaprakları da insanlar olarak ele alırsak, her yaprak görevini yerine getirdiğinde iklim değişikliğinin önüne geçmek için geç kalmadığımızı söyleyebiliriz. Ancak adım atmadığımız her gün için atmamız gereken adım sayısının artacağını unutmamalıyız.

İklim değişikliği çok disiplinli bir alan olması sebebiyle literatürde çeşitli yayınlar bulunmaktadır. Dosyaya ek olarak küçük bir ileri okuma listesi eklemeyi önemli görmemin sebebi, iklim değişikliğinin toplum tarafından anlaşılmasının bireysel önlemlerin alınmasındaki en kritik basamak olmasıdır. Konuya ilk defa giriş yapmak adına ilk dört öneri bilimsel terminolojiden arındırılmış akıcı bir dille kaleme alınması açısından tercih edilebilir. Konu hakkında temel düzeyde bilgi sahibiyseniz diğer önerilerden devam etmeniz doğru olacaktır. İklim değişikliği hakkında akademik dil tercih edilmiş bir kitap arayışındaysanız 5. ve 6. kitabı tercih etmelisiniz. Bunların yanı sıra güncel bilimsel makaleler için Google arama motorlarını kullanabilirsiniz. Umarım bu yazı ve okuma önerileri, sizlerin iklim değişikliği gibi önemli bir konuda yeni, güncel ve doğru bilgilere ulaşmanıza yardımcı olur.

İleri Okuma Önerileri

  1. 2035 Sonun Başlangıcı, Ali Demirsoy, Asi Kitap
  2. Altıncı Yok Oluş, Elizabeth Kolbert, Okuyanus
  3. Son Buzul Erimeden, Levent Kurnaz, DK
  4. Yaşanmaz Bir Dünya, David Wallace Wells, Domingo
  5. İklim ve Toplum- Geleceği Dönüştürmek, Robin Leichenko ve Karen O’Brien, Ütopya Yayınevi
  6. Küresel Isınma İklim Değişikliği ve Sosyo-Ekonomik Etkileri Küresel Isınma İklim Değişikliği ve Sosyo-Ekonomik Etkileri, Kolektif, Nobel Akademik Yayıncılık

1 Ekosistemde meydana gelecek değişikliklere adapte olan canlılar hayatta kalarak ürerler ve nişler doldururlar.

2 CO2 molekülünün deniz veya okyanusta çözündüğünde karbonik aside dönüşmesiyle ortamda meydana gelen pH değişimine bağlı olarak asitlik artar.

Uzm. Biyolog Kaan Soyuer yazdı: Kitlelerden kopan bilim ve iklim değişikliği
Yorum Yap