Eski Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun şüpheli biçimde hayatını kaybettiği helikopter kazasının soruşturmasında şok bir gelişme yaşandı. Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı’na verilen Adli Tıp raporu, Adli Tıp Genel Kurulu’nun 30 üyesi, “Kandaki karbondioksit oranı ölümden sonra da artar” diyen 2011 tarihli raporu oybirliğiyle yalanladı.
Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine inceleme yapan Adli Tıp Genel Kurulu’nun helikopter kazasına ilişkin en önemli tespiti “Kandaki karbondioksit oranı ölümden sonra da artar” diyen 2011 tarihli Adli Tıp Raporu’nu yalanlaması oldu. Adli Tıp Genel Kurulu’nun 30 üyesinin oy birliğiyle imzaladığı raporda “Ölüm sonrasında karboksihemoglobin oluşmaz (artmaz)” denildi.
GAZETECİ GÜNEŞ’İN DURUMU OLAYI ELE VERDİ
10 Haziran 2024 tarihli düzenlenen yeni rapor, Yazıcıoğlu ve beraberindeki helikopterin düşürülmüş olabileceği iddialarını güçlendiriyor. Çünkü helikopter düştükten sonra 5-6 saat kadar hayatta kalan ve telefonla yardım isteyen gazeteci İsmail Güneş’in kanında yüzde 27 karboksihemoglobin tespit edilmişti.
Karboksihemoglobin geçen 5-6 saatte düştüğü için ilk anlarda oranın yüzde 50 civarında olduğu tahmin edilmekteydi. Bu oran ise helikopterin düştüğü an yaşananlarla örtüşmüyordu. Tıbbi olarak kanında yüzde 50 karboksihemoglobin bulunan birinin bayılması, şuurunu kaybetmesi gerekiyor. Oysa kazadan sonra yapılan otopside karbondioksit oranı en yüksek çıkan İsmail Güneş, helikopterde bulunan diğer kişilere nazaran daha uzun süre hayatta kalmış ve telefonla yardım isteyebilmişti.
GERÇEKLER ADLİ TIP TARAFINDAN GİZLENDİ
2011’de düzenlenen tartışmalı raporda, bu çelişki ve gazla zehirlenme iddiaları “Kandaki karboksihemoglobin oranı ölümden sonra da artabilir” diyerek yok edilmeye çalışılmıştı. Yani o dönem düzenlenen rapora göre gaz oranı yüzde 50’den düşmemiş, gazeteci İsmail Güneş öldükten sonra yüzde 27’ye yükselmişti. Adli Tıp Genel Kurulu’nun 30 üyesinin düzenlediği son raporda ise “Böyle bir şey tıbben mümkün değil” kanaatindeler. Adli Tıp Genel Kurulu, Kimya İhtisas Dairesi’nde yapılan tetkiklerde kanında yüzde 13,1 oranında karboksihemoglobin çıkan Yazıcıoğlu için de “Kişi (Yazıcıoğlu) ölüm öncesinde karbonmonoksit (CO) gazına maruz kalmıştır” denilmekte.
HELİKOPTERE KURULMUŞ BİR SİSTEM OLABİLİR
Adli Tıp, gazın bu seviyeye ne zaman yükseldiğini soran Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı’na ise iki ihtimal olduğunu cevabını veriyor: “Helikopterin kalkışı ile düşüşü arasında geçen 25 dakikalık sürede iddia edildiği gibi helikopter içerisinde kurulmuş bir sistemle. Ya da kaza sonrası helikopter kabine içerisine dolan dumana maruz kalınarak bu düzeye çıkabilir.”
Kurul, bu ikisi arasında tıbbi olarak bir ayrım yapılamadığını ve konunun adli tahkikatla aydınlatılmasının daha uygun olacağını ifade ediyor. Yani Adli Tıp Genel Kurulu, Muhsin Yazıcıoğlu’nu ve diğerlerini gazla zehirleyerek ölümüne yol açan bir tertibat varsa bunu Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ile jandarmanın tespit etmesi gerektiğini söylüyor.
FETÖ’NÜN EN YOĞUN ÖRGÜTLENDİĞİ DÖNEM
Savcılık kaynaklarından ulaşılan bilgiler, 2011’de olayı örtbas etmeye çalışan kurulu FETÖ’nün mevzuata aykırı şekilde oluşturduğunu gösteriyor. Dönemin Adli Tıp Başkanı Cengiz Haluk İnce, Devlet Denetleme Kurulu’nun talebi üzerine bir kurul oluşturmak yerine Adli Tıp’ta görevli doktorlar Ahmet Sadi Çağdır, Yüksel Yazıcı ve Tansev Boran’ı helikopter kazasını incelemek üzere görevlendirilmişti.
Teamüllere göre böyle bir incelemenin önce Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu’na gitmesi gerekiyordu. Bu yapılmadığı gibi bir ihtisas kurulunda gerekli olan 5 üye şartı da yerine getirilmedi. Cengiz Haluk İnce incelemeyi, başını FETÖ’cü Ahmet Sadi Çağdır’ın çektiği 3 kişilik bir ekibe havale etti. İnce dönemi, FETÖ’nün Adli Tıp’ta en fazla örgütlendiği dönem olarak bilinmekte. İnce, 15 Temmuz’un ardından gözaltına alınan isimlerden biriydi. FETÖ’nün Adli Tıp yapılanmasında önemli bir pozisyonda bulunan Ahmet Sadi Çağdır da raporda başrolü oynadı. Çağdır daha sonra FETÖ’den 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
ÖRGÜTÜN SORUŞTURMAYA MÜDAHALESİNE İLİŞKİN DAVA AÇILDI
Soruşturmalara FETÖ müdahalesiyle ilgili, aralarında terör örgütünün 15 Temmuz 2016’daki darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a suikast girişiminden mahkum olan eski yarbay Davut Uçum ve eski astsubay Aydın Özsıcak’ın da olduğu, 17 sanık hakkında hazırlanan iddianame, 25 Aralık 2020’de Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
Sanıkların helikopterin düşmesinin ardından başlatılan soruşturma sürecinde, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in ve örgüt yöneticilerinin direktifleri doğrultusunda, soruşturmaya müdahale ettikleri ve örgütün amaçları doğrultusunda yönlendirmede bulundukları kaydedilen iddianamede, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüyle ilgili soruşturmada, Fethullahçı Terör Örgütü’nün amaç ve menfaatleri doğrultusunda usulsüz fazla sayıda işlem yapıldığı, sahte gizli tanık ifadeleri ve ortam dinlemesi ile zorlama deliller oluşturulduğu ve aynı zamanda ölen kişilerin yakınlarıının acılarının istismar edildiği belirtildi.
DOSYALAR BİRLEŞTİRİLDİ
FETÖ’nün soruşturmalara müdahalesiyle ilgili dava dosyası ile helikopterden GPS cihazının sökülmesine ilişkin Göksun Asliye Ceza Mahkemesinde 10 sanığın yargılandığı dava, sanık ve eylem yönünden bütünlük oluştuğu gerekçesiyle 6 Ocak 2021’de birleştirildi.
Göksun Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanan 10 kişiden 7’si her 2 dosyada da sanık olarak yer alırken, birleştirme kararı sonrası yeni 3 kişinin de eklenmesiyle Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki dava dosyasında sanık sayısı 17’den 20’ye çıktı. Muharrem Tunç’un vefatı sonrası sanık sayısı 19’a düştü.
Sanıklar, 22 Mart 2020’de ilk duruşmada hakim karşısına çıktı. En son 21 Şubat’taki duruşma, ana soruşturmanın beklenmesi nedeniyle 5 Haziran’a erteledi.
ARAMA KURTARMA SÜRECİNDEKİ İHMALLERE İLİŞKİN DAVALAR KESİNLEŞTİ
Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği gün gerçekleştirilen arama kurtarma çalışmalarındaki ihmallere ilişkin davalar kesinleşti.
O dönem Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli olan FETÖ hükümlüsü eski emniyet amiri Dursun Özmen, helikopteri kazası sonrası “Yazıcıoğlu’nun bacağı kırık, ambulansla hastaneye götürülüyor” şeklindeki bilgi notunu hazırladığı iddiasıyla “görevi kötüye kullanma” suçundan yargılandığı davada mahkum oldu.
Kahramanmaraş 1. Asliye Ceza Mahkemesi, 25 Ocak 2020’de Özmen’i üst sınırdan 2 yıl hapis cezasına çarptırdı. Yerel mahkemenin kararı, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesince de hukuka uygun bulundu.
Yargıtay 5. Ceza Dairesince, ilk derece mahkemesi sıfatıyla 9 üst düzey kamu görevlisinin yargılandığı dava da 5 Şubat 2020’de karara bağlandı.
Bu kapsamda dönemin Kahramanmaraş Valisi Niyazi Tanılır, eski İl Jandarma Komutanı Sezai Akgün ve eski İl Emniyet Müdürü Necdet Çelikbilek’e “görevi kötüye kullanma” suçundan 1 yıl 2’şer ay hapis cezası verildi, indirim uygulanmadı. 6 sanık hakkında ise beraat kararı verildi. Davanın itiraz incelemesi ise Ceza Genel Kurulunda sürmekte.
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca, Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindekilerin bulunduğu helikopterin düştüğü tarihte Adana Jandarma Bölge Komutanı olan emekli Korgeneral Ali Lapanta, eski Kurmay Başkanı Mazlum Koçoğlu, dönemin Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürü Orhan Birdal ve eski Sivil Havacılık Genel Müdürü Ali Arıduru hakkında, arama kurtarma faaliyetlerinde ihmali olduğu iddiasıyla “görevi kötüye kullanma” suçundan 16 Kasım 2020’de Kahramanmaraş 5. Asliye Ceza Mahkemesinde dava açıldı.
15 Şubat 2021’de görülen karar duruşmasında, Orhan Birdal ve Mazlum Koçoğlu’na “görevi kötüye kullanma” suçundan 1 yıl 1’er ay hapis cezası veren mahkeme, aynı suçtan Ali Arıduru’yu 1 yıl 3 ay, Ali Lapanta’yı da 1 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırarak, sanıklar hakkında indirim ya da erteleme yapılmasına yer olmadığına karar verdi.
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesi, 4 Mart 2021’de kararı hukuka uygun buldu.
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında 11 kişilik yeni bilirkişi ekibi görevlendirilirken, Yazıcıoğlu ailesinin avukatları da helikopterde hayatını kaybedenlerin kanındaki karbonmonoksit oranı ve hava hareketliği ile ilgili yeni rapor hazırlanmasını istemişti.