Dengeli beslenmenin hastalıklardan korunmanın bir yolu olduğunu söyleyen Burcu Akbeyaz, “Dengeli beslenmek hem sağlığımızı korumak hem de hastalıklara karşı korumak için en güzel yollardan biri. Dengeli beslenirken de bazı besinleri bir arada kullanmak aslında birçok fayda sağlayacaktır. Bunları beslenmenin kısa yolları olarak düşünebiliriz.
Demir, oksijen taşıyan bağışıklığımızı geliştiren kırmızı kan hücrelerini üretmek için ihtiyacımız olan besin gruplarından biri aslında. Bu besin grubunu C vitamini ile birlikte tükettiğimizde demirin emilimini oldukça arttırmış oluyoruz. Demire et ve baklagiller olarak örnekler verebiliriz. C vitamini açısından ise narenciyeler, bol limonlu salatalar, kırmızı ve yeşilbiberleri kullanabiliriz.
Bir diğeri ise yağda çözünen A,D,K vitaminleridir. Bu A,D,K vitaminlerinden A vitamini kırmızı ve turuncu sebzelerin içinde bulunur. D vitamini ise oldukça yağlı balıkların içerisinde bulunmaktadır. K vitamini de yeşil sebzelerin içinde bulunur. Bunların zeytinyağı, avokado, ceviz ve badem gibi yağlı tohumlar ile birlikte tükettiğimizde de vücudumuzdaki emilimini arttıracağız” dedi.
Akbeyaz, D vitamininin güneş dışında besinlerden de karşılanabileceğini söyleyerek, “Temeli güneşimiz olan D vitaminini aslında besinlerden sağlayabiliriz. Yağlı balıklar, et, yumurta sarısı gibi besinler de bu gruptadır. Bunları kalsiyumdan zengin olan süt ve süt ürünleri, dereotu, maydanoz ve roka ile birlikte kullandığımızda aslında D vitamini emilimini arttırmış olacağız. Bunun da vücudumuzda çok fazla aktifliğini göreceğiz. A vitamini biliyoruz ki göz sağlığımız için önemli bir vitamin. Bu vitamini çinko ile birlikte kullandığımızda yani kuru baklagil, hayvansal gıdalar ile birlikte kullandığımızda göz sağlığı açısından çok daha zengin bir vitamin elde etmiş oluyoruz ve bu vücudumuz için çok fazla fayda sağlayacaktır.
Biliyoruz ki yeşil çay antioksidanlar bakımından oldukça zengin ve bunu limonla birlikte tükettiğimizde antioksidan miktarını oldukça arttırmış ve vücudumuz için yine aynı şekilde fayda sağlamış olacağız. Hepimizin bildiği zerdeçal aslında içerisinde bulunan kurkumin tarafından antioksidan içeren bir bileşik barındırıyor. Bunun da karabiberin içerisindeki piperin ile birlikte aslında biyo yararlılığını arttırmış olacağız. Zeytinyağıyla hafif bir ısı ile birlikte aslında zerdeçalın içerisindeki bu kurkumin antioksidan içeriği yüksek olan bileşik ile aslında biyo yararlılığını arttırmış olacağız. Bir diğeri ise domates ve zeytinyağı.
Domatesin içerisinde bulunan likopen çok güçlü bir antioksidan içeriğine sahip ve yağda çözünüyor. Bunun için de domatesi zeytinyağı ile birlikte kullandığımızda likopenin aslında emilimini arttırıyoruz. Vücudumuz için de müthiş bir antioksidan bulundurmuş oluyoruz” ifadelerini kullandı.
Böğürtlenin tofu peyniri ile tüketildiğinde peynirde bulunan kalsiyumun daha fazla emilmesine yardımcı olacağını söyleyen Akbeyaz, “Yazın gelmesi ile birlikte pazarlarda da böğürtlenlerin geldiğini görüyoruz ve kendi başlarına çok lezzetli olduklarını da biliyoruz. Proteinden ve D vitamininden zengin olan bir peynir çeşidi olan tofu ile birlikte böğürtlenin tüketilmesi bu peynirin içerisinde bulunan kalsiyumun daha fazla emilmesine yardımcı olacak. Böylelikle de aslında kemik gelişimine özellikle de yetişkinlik çağına geçecek olan ergenlik dönemindeki çocuklar için oldukça güzel bir ikili olacaktır. Biliyoruz ki göz sağlığı için en önemli besinlerden birisi de havuç.
Havuç sevmeyenler ne yapacak dersek, bunun için en güzel kombinasyon ise avokado ve ıspanağın birlikte kullanımı. Bunların birlikte kullanımını diyete ekleyerek göz sağlığına katkı sağlayabiliriz ve böylelikle göz sağlığının en önemli besin kaynaklarından birini de kullanmış oluruz. Bir diğeri ise cevizi ıspanakla birlikte kullanmak. Biliyoruz ki ıspanak K vitamini açısından çok zengin ve bunu cevizle birlikte kullandığımızda yani Omega-3 içeriği yüksek olan bir besinle kullandığımızda hücre büyümesine katkısı ve kemik gücünü arttırmaya yardımcı olacaktır” dedi.