Ergin, Sağlık Bakanlığı’nın 2018’de Türkiye-Ağız ve Diş Sağlığı Profili Araştırma Raporu’na göre diş çürüğünün küreseldeki en yaygın ağız sağlığı problemi olarak görüldüğünü hatırlatarak, çocukların ağız bakımı doğumdan sonra başlarken diş bakımı ise ilk dişlerin çıkması ile birlikte başladığını belirtti.
Çocuklarda ağız ve diş bakımının doğumdan itibaren hayat boyu sürmesi gerektiğini aktaran Ergin, “Çocuklarda ağız ve diş bakımı tüm hayatı etkiliyor.” ifadelerini kullandı.
Ergin, anne ve babaların büyük bir önemle çocuklarının ağız ve diş bakımlarının üzerinde durmaları gerektiğini kaydederek, “Okul çağındaki çocuklar karışık dişlenme dönemindedir. 6 yaşında süt dişlerinin en gerisinden ilk daimi dişler olan 6 yaş dişleri çıkar. 7-8 yaşlarında öndeki kesici dişler değişir. Ağız içerisinde hem süt dişleri hem de daimi dişlerin bulunduğu bu karışık dişlenme dönemi 13-14 yaşına kadar sürer. Süt dişleri çocukların konuşmasını, beslenmesini ve güzel bir gülümsemeye sahip olmalarını sağlayarak estetik görünüm kazanmalarının yanı sıra en önemli görevleri daimî dişlere yer tutmak ve çene gelişimine rehberlik etmektir.” açıklamasını yaptı.
Süt dişlerinin sağlıklı bir biçimde görevlerini tamamlayıp yerlerini daimi dişlere bırakmaları gerektiğine işaret eden Ergin, bu sebeple daimi dişlere göre daha kolay ve daha hızlı çürüme eğiliminde olan süt dişlerindeki çürükler veya iltihapların mutlaka tedavi ettirilmesi gerektiğini belirtti.
Ergin, çocukların çürüğün ilk belirtilerini fark edemeyebileceğini ve ağrı başladığında tedavi için geç kalınmış olabileceğini aktararak, “Bu nedenle çocukların ağız ve diş sağlığını korumak için bu dönemdeki diş fırçalama ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları, özellikle de 6 ayda bir düzenli diş hekimi kontrolleri ve koruyucu uygulamalarla desteklendiğinde çürüksüz, sağlıklı dişlere sahip sağlıklı bireyler yetişir.” değerlendirmesinde bulundu.
“ÇOCUKLARA SU İLE ÇALKALAMA ALIŞKANLIĞI KAZANDIRILMALI”
Karbonhidrat içeren besin ve asitli içeceklerin ara öğünlerde tüketilmesi diş minesinin zayıflamasına neden olduğuna dikkati çeken Ergin, “Asitli içecek ve karbonhidrat içeren besinler tüketildikten sonra fırçalama yapılmazsa çürük oluşumu için gerekli ortam sağlanmış olur. Bu nedenle bu gıdaların alımından sonra çocuklara en azından su ile çalkalama alışkanlığı mutlaka kazandırılmalıdır veya bir bardak su içirilmelidir.” ifadelerini kullandı.
Ergin, bebeklerde bazen süt dişlerinin sürmesiyle birlikte özellikle üst çene ön bölgesindeki dişlerde kahverengi ve küçük lekeler görülebildiğini kaydederek, bebeklerdeki lekelerin diş çürükleri olduğunu ve bu çürükler nedeniyle dişlerin kırılacağını belirtti.
Biberon çürüğünün çok hızlı ilerleyen bir çürük olduğunu ve müdahale edilmezse alt kesici dişleri de içine alabileceğine işaret eden Ergin, “Biberon çürüğünden korunmak için geceleri, bebekleri ağzında biberonla uyutmamak, sütün içerisine tatlandırıcı gıdalar katmamak gerekir. Unutulmamalıdır ki gece tükürük salgılanması azaldığı için dişler çürümeye daha müsaittir. Bu sebeple şekerli gıdalarla bebekler uyutulmamalıdır.” bilgisini paylaştı.
Tatil döneminde diş bakımının unutulmaması gerektiğini aktaran Ergin, özellikle dersleri yoğun olan çocukların ihmal edilen tedavilerini telafi etmek için ara tatilin güzel bir fırsat olacağını kaydetti.
Ergin, çocukların birçoğu diş hekimlerine karşı büyük bir korkuyla karşı karşıya olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Aile içerisinde yaramazlık yapan çocuklarını engellemek adına ebeveynlerin onları diş hekimlerine götürmekle tehdit etmeleri, diş hekimi koltuğundan korkmalarına neden olur. İleri yaşlarda da bu korku, ‘dental fobi’ olarak kişilerin hayatlarına yerleşir. Çocukların diş kontrollerinin ilk dişin çıkışından itibaren başlaması gerekir. Böylece çocuklar diş hekimlerine daha kolay alışır ve korkuları engellenebilir.”