Aort diseksiyonunun, kalpten çıkan ve tüm vücuda temiz kan taşıyan ana damar olan aortun iç tabakasının yırtılmasıyla meydana geldiğini belirten Prof. Dr. Okuyan, “Bu durum genellikle yaşlılarda görülse de, Marfan sendromu gibi bağ dokusu hastalıkları olan genç bireylerde de ortaya çıkabiliyor” dedi.
AİLE HİKAYESİ OLANLAR DİKKAT!
Ailede damar hastalığı öyküsü bulunan bireylerin risk altında olduğunu vurgulayan Prof. Okuyan, “Genç hastalar ani göğüs veya sırt ağrısıyla başvurduğunda aort diseksiyonu ihtimalini göz ardı etmiyoruz. Bu tabloyu erken fark etmek hayat kurtarıcı olabilir” şeklinde konuştu.
AORT YIRTILMASI TÜM ORGANLARI ETKİLEYEBİLİR
Aortun, kalpten çıkar çıkmaz koroner damarları vererek kalbi beslediğini ve ardından beynin, iç organların ve bacakların kan ihtiyacını karşıladığını belirten Okuyan, “Aortta oluşan bir hasar sadece kalbi değil, tüm vücut sistemini etkileyebilir” uyarısında bulundu.
EN SIK SEBEP: KONTROLSÜZ HİPERTANSİYON
Aort diseksiyonunun en yaygın nedeninin kontrolsüz yüksek tansiyon olduğunu belirten Prof. Okuyan, sigara kullanımı, şeker hastalığı, yüksek kolesterol ve obezite gibi risk faktörlerinin de damar duvarını zayıflattığını söyledi.
TRAVMALAR DA YIRTILMAYA NEDEN OLABİLİR
Diseksiyonun sadece genetik ve içsel nedenlerle değil, trafik kazaları veya yüksekten düşme gibi dışsal travmalarla da oluşabileceğini dile getiren Okuyan, “Ancak travma dışı gelişen vakalarda mutlaka altta yatan bir damar hastalığı araştırılmalıdır” dedi.
TEDAVİDE AMELİYAT VE TAKİP SÜRECİ KRİTİK
Aort yırtılması, genellikle acil cerrahi müdahale gerektiren bir durum. Prof. Okuyan, başarılı geçen bir ameliyat sonrası hastaların 3 ila 6 ay içinde normale dönebildiğini ifade ederken, “İyileşme sürecinde tansiyon kontrolü, fiziksel rehabilitasyon ve ilaç tedavisine uyum büyük önem taşır. Bu, kişinin geçirebileceği en zorlu operasyonlardan biridir” dedi.
GENÇLER KALBİNİ İHMAL ETMEMELİ
Son olarak, genç bireylerin kalp ve damar sağlığına gereken önemi vermesi gerektiğini vurgulayan Okuyan, özellikle ailesinde damar hastalığı öyküsü olanların düzenli kardiyolojik kontrollerden geçmesinin hayati önem taşıdığını sözlerine ekledi.