CHP Rize İl Başkanlığı, asgari ücrete yapılan zam oranına ilişkin basın açıklaması yaparak iktidarı sert sözlerle eleştirdi. Açıklamada, açıklanan asgari ücretin artan enflasyon, kira ve yaşam maliyetleri karşısında yetersiz kaldığı savunularak, milyonlarca çalışanın geçim sıkıntısına mahkûm edildiği ifade edildi.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Sadaka değil, insanca yaşamak istiyoruz.
Saraylarda yaşamak değil, sadece geçinmek istiyoruz.
Rant değil, emeğimizin karşılığını istiyoruz.
İnsanları işsizliğe, yoksulluğa mahkûm ettiniz.
Şimdi de çalışanları açlığa mahkûm ediyorsunuz.
Saray ve AKP Hükümeti, asgari ücrete %27 zam yaparak çalışanları açlığa mahkûm etmiştir.
Açlık sınırının 30 bin TL, yoksulluk sınırının 93 bin TL olduğu ülkemizde açıklanan asgari ücret, açlık sınırının bile altında kalırken yoksulluk sınırına yaklaşamamıştır.
Kasım ayında açıklanan enflasyon oranı %31,07 iken asgari ücrete yapılan zam %27’de kalmıştır. AKP Hükümeti, açıkladığı bu zam oranı ile asgari ücretle çalışanları açlığa mahkûm etmiştir.
Eylül ayında yapılan hesaplamalara göre kiralara resmi olarak yapılacak zam oranı %38,36’dır. Yani asgari ücrete gelen artış, kiraya gelen artışı bile karşılayamamaktadır.
Yapılan araştırmalara göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 30.325 TL, yoksulluk sınırı ise 93 bin TL’dir.
Bekâr bir çalışanın aylık yaşama maliyeti 38.752 TL’dir.
Hatırlarsınız, eskiden bir çay–simit hesabı yapılırdı. Sonra “Nerede ev kirası, nerede doğalgaz parası, nerede çocuğun okul masrafları?” diye sorulurdu.
Biz de soruyoruz: Nerede bunlar, nerede? Vatandaşlarımız nasıl geçinecek, nasıl kira verecek, doğalgazı ve elektriği nasıl ödeyecek, çocuklarını nasıl okutacak?
Ülkemizde yaklaşık 16 milyon sigortalı çalışan bulunmaktadır. Bu çalışanların yarısından fazlası asgari ücretle çalışmaktadır. Oysa bu oran Avrupa Birliği ülkelerinde %6 ile %10 arasındadır.
Ülkemizde ne yazık ki asgari ücret artık normal ücrete dönüşmüştür.
Ülkemizdeki emekli sayısı 16 milyondur. Bunların 14 milyonu asgari ücretin altında emekli maaşı almaktadır.
AKP iktidara geldiğinde emekli maaşları asgari ücretin üzerindeydi.
Avrupa ülkeleri içinde asgari ücretin en düşük olduğu ülkeler sıralamasında birinci ya da ikinci sıradayız.
İktidarın asgari ücrete yapmış olduğu zam oranı; emeklilere, çiftçilere ve yaş çay alım fiyatlarına yapılacak zamlar için de kıstas olacaktır. İktidar, emeklileri ve asgari ücretlileri açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm etmiştir. 2026 yılında da bu politikayı sürdürmeye devam edecektir.
“Paramız yok” diyorlar.
23 yıllık AKP iktidarında;
Tam 3,5 trilyon dolar vergi toplanmış,
63,4 milyar dolarlık özelleştirme yapılmış,
Yer altında, yer üstünde ne varsa satılmıştır.
Peki, 23 yıllık AKP iktidarında bu kadar para toplanmışken ne olmuştur?
Gelecek garantili projelerle ülkenin istikbali ipotek altına alınmış,
Ülkenin borcu 130 milyar dolardan 550 milyar dolara çıkarılmıştır.
Ülkemiz, milyonlarca kişinin açlık sınırının altında yaşadığı bir ülke hâline gelmiştir.
Vatandaşın bankalara olan borcu trilyonlara ulaşmıştır.
Her yıl yeni icra daireleri açılmakta, mahkemelerde icra dosyalarını koyacak yer bulunamamaktadır.
İnsanlar kira ödeyemiyor, faturalarını karşılayamıyor, çocuklarını okula göndermekte zorlanıyor.
“Paramız yok” diyorlar.
Daha önce de söyledik: Bir şey yapamıyorsanız, en azından sarayı kapatın.
Sarayın bir günlük harcaması;
3 binden fazla asgari ücretlinin,
4.500’den fazla emeklinin maaşına eşittir.
Daha önce de söyledik: Öncelikle sarayı kapatın; bu kaynakları çalışanlara, emeklilere, memurlara ve çiftçilere verin.
İktidarın açıkladığı asgari ücreti kabul etmiyoruz, reddediyoruz.
Sadaka istemiyoruz.
Geçinmek istiyoruz.
Sadaka istemiyoruz, insanca yaşamak istiyoruz.
Sadaka istemiyoruz, hakkımızı istiyoruz.
Çalışanları, emeklileri, çiftçileri, çay üreticilerini ve gençleri açlığa, yoksulluğa ve işsizliğe mahkûm eden bu karara karşı tepkisiz kalmayacağız. Hakkımızı arayacağız, geleceğimize sahip çıkacağız.
Halkımızın refah ve güvenlik içinde yaşayacağı bir ülkeyi inşa etmek hepimizin görevidir.
İktidara buradan sesleniyoruz:
23 yılda ülkeyi borç batağına soktunuz; çalışanları, emeklileri, memurları ve çiftçileri açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm ettiniz.
Artık yeter!
Hemen seçim istiyoruz.
Gelin, kaçmayın.
Erken seçim kararı alın, halkımıza çektirdiğiniz bu sıkıntılara son verelim.
Daha önce de söylediğimiz gibi:
Asgari ücret en az 39.000 TL olmalıdır.
Emekli maaşları da en az asgari ücret düzeyine çıkarılmalıdır.
Bir kez daha söylüyoruz:
Geçim yoksa, seçim var!
Açlığı ve yoksulluğu yenmenin yolu güçlü şekilde itiraz etmektir. Bu da ancak hep birlikte mücadele etmekle mümkündür.
O nedenle diyoruz ki:
Kurtuluş yok tek başına; ya hep beraber, ya hiçbirimiz!
Gençlerin dediği gibi:
“Geleceğimiz yoksa, korkumuz da yok!”


