Amasra’daki maden patlaması davasının 7. duruşmasında, 43 madencinin yaşamını yitirdiği olayın ardından yargılanan 3 sanık ev hapsiyle serbest bırakıldı. Bartın’ın Amasra ilçesindeki Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) işletmesinde 14 Ekim 2022 tarihinde meydana gelen patlamada 43 işçi hayatını kaybetmiş, 9 işçi yaralanmıştı. Davanın önceki aşamalarında, Nisan ve Mayıs aylarında iki celse ve 7 gün süren duruşmalarda tutuklu ve tutuksuz sanıkların ifadeleri alınmış, 4-25 Temmuz tarihlerinde müşteki ifadeleri gerçekleştirilmişti. Ayrıca, 16-18 Ekim ve 15-17 Kasım tarihlerinde 145 tanık dinlenmişti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, patlamaya ilişkin TTK eski Genel Müdürü Kazım Eroğlu ile eski Genel Müdür Yardımcısı İsmail Güner hakkında “görevi kötüye kullanma” suçlamasıyla soruşturma izni vermişti.
GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ALINMAMIŞ
Davanın 7. duruşmasında, madende keşif yapılmasının mümkün olup olmadığına dair hazırlanan ön raporun sonuç kısmı okundu. Raporda, “Madende keşif yapılması ve barajların açılması hâlâ tehlikeli. Ancak su basılması halinde tehlikenin azaltılabileceği” ifadeleri yer aldı. Bu bulgu, patlama sonrası güvenlik önlemlerinin yetersizliğini ve mevcut tehlikeleri gözler önüne serdi.
Mahkeme, savcılığın tutuklu sanıkların tutukluluk halleriyle ilgili mütalaa sunmasına karşın, Şahan Kahraman, İbrahim Hakan Mengeş ve Levent Aydın’ın “konutu terk etmeme” ve “yurtdışına çıkış yasağı” adli kontrolleriyle tahliyelerine karar verdi. Çağdaş Hukukçular Derneği’nden Av. Derviş Emre Aydın, duruşmada, “Yatırımlar yapılmadı, bizim sorumluluğumuz değil diyemezsiniz. Yatırım sizin sorumluluğunuz değilse, üretimi durdurmak sizin sorumluluğunuz” diyerek hukuki sorumlulukların altını çizdi.
“ADALET GÖÇÜK ALTINDA KALDI”
CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, tahliye kararına sert tepki gösterdi. Bankoğlu, “1,5 yıl önce madenciler nasıl göçük altında kaldıysa, bugün de adalet göçük altında kaldı. Olası kasttan yargılanması gerekenleri ev hapsiyle tahliye ediyorlar. Tüm sorumluların yargılanması gerektiğini savunduk. Amasra Müessesesi’ndekiler yetmez, Türkiye Taşkömürü yetkilileri ve Bakanlık yetkilileri de sorumlu. Soruşturma iznini 16 ay sonra verdiler, şimdi de ev hapsi kararı alındı. Bu adaletsizliği kabul etmiyoruz” dedi.
Çağdaş Hukukçular Derneği, tahliye kararlarını işçi katillerinin nasıl kollandığına yeni bir örnek olarak değerlendirdi ve adalet mücadelesine devam edeceklerini açıkladı.
PERSONEL EKSİKLİKLERİ
Davanın geçmiş aşamalarında yapılan incelemelerde, maden ocağında gerekli personelin eksik olduğu ve bazı güvenlik standartlarının yeterince uygulanmadığı belirlendi. Patlama sonrası yapılan incelemelerde, Madende kadrosunda bulunmasına rağmen baştabip, tabip ve işyeri sağlık görevlisi çalıştırılmadığı; ocakta eksik sayıda mühendis ve personelle çalışıldığı ortaya çıktı. Ayrıca, Barutçu norm kadrosunda 39 personelin olması gerekirken bir adet fiili personel bulunduğu tespit edildi. Tutanakta, İşyeri sağlık görevlisi norm kadrosunda dört adet personel olması gerekirken bu kadroda hiç fiili personelin bulunmadığı belirtilmişti.
Savcılık fezlekesinde, “Metan gazının yükselmesine neden olan pervanenin keyfi olarak değiştirilmediği” ifade edilmişti. Bu durum, madenin güvenlik standartlarının yetersizliğini ve patlamaya zemin hazırlayan unsurları vurgulayan önemli bir bulgu olarak değerlendiril
Duruşma, 1 Kasım 2024’e ertelendi ve davanın tüm sorumluları yargılanana kadar adalet arayışı devam edecek. Adaletin sağlanması ve sorumluların hesap vermesi için mücadelenin süreceği vurgulandı.
