TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ekonomi programına destek verdiklerini ancak ekonomide herşeyin yolunda olduğunu söyleyemeyeceklerini belirterek; Türkiye’nin daha fazla zamanı kalmadığına işaret etti.
Enflasyonla mücadelede daha hızlı sonuç alınması gerektiğini vurgulayan Turan, aksi takdirde bunun maliyetine katlanmanın hem sanayici hem de çalışanlar için giderek zorlaştığını ifade etti.
TÜSİAD olağan Genel Kurul toplantısında konuşan Turan, “Sayın Bakan Mehmet Şimşek’in ekonomi programına destek veriyorsak da, ekonomide her şeyin yolunda olduğunu söyleyemeyiz. Enflasyonla mücadelenin hızlanması gerekiyor. Artık daha hızlı netice almalıyız. Yoksa stres birikiyor. Enflasyonla mücadelenin maliyetine katlanmak zorlaşıyor. Hem girişimciler, hem işverenler, hem çalışanlar için” diye konuştu.
Sanayicinin çok zorlandığını, ihracatçının ise “kan ağladığını” söyleyen Turan, “Hem sanayici mutsuz, hem çalışanlar. Hem büyük işletmeler zorlanıyor, hem KOBİ’ler. Hem batıdaki girişimciler yakınıyor hem doğudakiler. Peki kimin yüzü gülüyor?” ifadelerini kullandı.
Turan, sanayiye mutlaka nefes aldırılması gerektiğini; yatırım, üretim ve ihracatın da desteklenmesi gerektiğini söyledi.
Turan, “Artık hiçbir şeyi zamana bırakamayız. Bunun için zamanımız kalmadı. Bir an önce enflasyonla mücadelede kalıcı başarıyı sağlayalım. Para politikasını maliye politikasıyla ve yapısal reformlarla destekleyelim” dedi.
HUKUKA GÜVEN SARSILDI
Türkiye’deki siyasi gelişmelerle ilgili de değerlendirmede bulunan Turan, Türkiye’nin şu anda çok ağır bir gündeme sahip olduğunu belirterek, yaşanan birçok sorunun arkasında hukuka olan güvenin sarsılması olduğunu söyledi.
Turan, “Eleştirel ifadelere ve habercilik faaliyetlerine açılan soruşturma haberleri, çok sıklaştı. 10 küsur sene önceki olaylara, şimdi yeni soruşturmalar açılıyor. Tutuklu milletvekillerine, siyasi parti liderlerine ve belediye başkanlarına sürekli yenileri ekleniyor. Disiplinsizlik suçuyla teğmenler hakkında ihraç kararı alınıyor. Fakat, deprem, yangın taciz, kadın cinayeti, iş kazası, gibi kamuoyunda infial yaratan nice olayda, ya suçlular bulunmuyor ya da kısa sürede serbest kalıyorlar. Kamuoyu vicdanında suç ve ceza arasında orantısızlık kanaati oluşuyor” diye konuştu.
“Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, galiba artık şirket kurmaktan daha kolay” diyen Turan şöyle devam etti:
“Kadın cinayetlerinin de, çocuk tacizlerinin de sonu gelmiyor. Nedir bu tırmanma?… Tüm bu sorunların arkasında, hukuka olan güvenin sarsılması var.”
TERÖRLE MÜCADELE SÜRECİNDE DEMOKRATİK STANDARTLAR ÖNEMLİ
Hukukun üstünlüğü tam olarak tesis edilmeden ne ekonomide, ne toplumda, ne de iç ve dış politikadaki sorunların çözülemeyeceğini belirten Turan, terörle mücadele sürecinin de hukuk devleti ve demokratik standartlardan ayrı düşünülemeyeceğini söyledi.
Toplumsal kutuplaşmanın yerini, toplumsal uyuma bırakması ve siyasette yumuşamanın sorunların çözümünü kolaylaştıracağını belirten Turan şöyle konuştu:
“Terör sorununun kalıcı olarak ortadan kalkması en büyük dileğimizdir. Ancak şunu da görelim; izlenmekte olan sürecin başarısı ile hukuk devleti ve demokratik standartların iyileştirilmesi arasında birbirini besleyen karşılıklı bir etkileşim vardır. Biri olmadan diğeri eksiktir. Hukukun üstünlüğünü tesis edersek, tüm sorunlarımızı konuşarak, ortak akılla çözebiliriz.”
Terörle mücadele kapsamında son dönemde başlayan süreçte MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 22 Ekim’de yaptığı çağrıda, İmralı adasında tecritte olan Abdullah Öcalan’ın TBMM’de PKK’nın tamamen bittiğini ve lağvedildiğini söylemesi durumunda serbest kalmasına imkan verebilecek kanuni düzenlemenin önünü açabileceklerini ifade etmişti.
Söz konusu süreç kapsamında DEM parti heyeti İmralı’da Abdullah Öcalan ile iki görüşme gerçekleştirmişti. DEM Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ise yaptığı açıklamada, Öcalan’ın Kürt sorununun köklü çözümü için önümüzdeki günlerde çağrı yapmaya hazırlandığını ifade etmişti.