Yaşamda bilgiyi edinmek ve sonrasında bilgeliğe dönüştürmek yani öğrendiklerimizi uygulamak çok önemli. Ne paylaşılmayan ne de yaşamamıza dahil etmediğimiz bilginin bir faydası var. Alman felsefesinin kurucu isimlerinden Immanuel Kant; “Bilim, organize olmuş bilgidir. Bilgelik, organize olmuş yaşamdır” der.
Bununla birlikte yeni bilgi edinimi ve zihinsel egzersizler, beyindeki nöron bağlantılarını güçlendirir ve yeni sinirsel yollar oluşturur. Bu süreç, beyin plastisitesi olarak adlandırılır ve beynin esnekliğini ve öğrenme kapasitesini ifade eder. Özellikle yaşlanma süreci açısından bu durum önemlidir. Çünkü beyin yaşlandıkça bazı nöronlar ve sinapslar kaybedebilir, ancak bu kayıpların bazıları, yeni bağlantıların oluşturulması ve mevcut nöronların güçlendirilmesi yoluyla telafi edilebilir.
Zihinsel olarak aktif kalmak, yeni şeyler öğrenmek, bulmacalar çözmek, müzik dinlemek, yeni beceriler geliştirmek gibi aktiviteler beyin sağlığı için faydalıdır. Bu tür aktiviteler, beyindeki nöronal bağlantıları güçlendirir, hafızayı iyileştirir ve bilişsel işlevleri destekler.
Denizde en çok hoşuma gidenlerden bir tanesi de her gün yeni bir bilgiyi öğrenip hayata geçirmek. Bu insanı yaşama karşı canlı tutan ve enerji veren bir durum. Aynı zamanda dikkati, odaklanmayı da artırıyor. Ancak öğrenme durduğunda ya da hayata geçiremediğimizde riskli durumlar doğuyor. Denizcilik sektörünü diğer sektörlerden farklı kılan sürekli öğrenme ve eğitimin yanı sıra bu süreklilik bir şekilde kesildiğinde risklerin artması. Öyle ki yine pek çok sektörden farklı olarak kar, verimlilik gibi risk faktörlerinden çok daha önemli olan ‘insan hayatı’ devreye giriyor.
Son aylarda yaşanan kazalar araştırıldığında veriler, en çok da eğitim konusunda sorunlar olduğunu gösteriyor. Değişim, farkında olmadan otomatik pilota bağladığımız her şeyi bilinçli olarak fark etmeyi gerektirir.
Bildiğimiz gibi dünyadaki her şey belirli bir frekansta titreşiyor. Aynı şekilde bedenlerimizden yaydığımız duygularda tabi. Bu duyguların frekansını öçlme kapasitesine sahip SPANE (Pozitif ve negative deneyim ölçeği), 25 bin katılımcının duyguları üzerinde yapılmış ve şaşırtıcı şekilde doğru sonuçlar vermis. Buna göre insan vücudundan çıkan en güçlü frekansın ‘özgünlük frekansı’ olduğu tespit edilmiş. Kısa bir zaman öncesine kadar en güçlü frekansın ‘sevgi’ frekansı olduğu kabul ediliyordu. Özgünlük frekansı, sevgi frekasından 4000 kat daha güçlü.
Nasıl özgün oluruz? Söylediklerimiz doğru olduğunda.
Denizcilik sektöründe öncelikle kazaların önemlenmesi ve dünyada hak ettiği yerlere gelmesi için öncelikle eğitimde gerekenlerin yapılması konusunda özgün olmakla başlanmalı diye düşünüyorum.