Serhat şehrimiz Kars, yaşama kültürü ve gelenekleriyle Anadolu’nun Kafkasya’sı veya Kafkasya’nın Anadolu’su olarak isimlendirilir. Kars, Anadolu Tarihi’nde Bagratlı Krallığı ve Güneybatı Kafkasya Cumhuriyeti’ne başkentlik yapmış bir kentimizdir. 1877 – 1878 Savaşı sonrasında Rusların eline geçen Kars, kırk yıl süren uzun bir işgal dönemi yaşamıştır.
SERHAT ŞEHRİ
Osmanlı Devleti’nin sınırları kesin olarak çizilmemiş komşu ülkelerle arasındaki sınırlarda bulunan şehirlere ‘’serhad şehri’’ denilirdi. Bu şehirlerin güvenliği için de önceleri akıncılar, sonrasında da serhadkulu (serhadli) denilen askerler yerleştirilirdi. Serhadkulları, 18.yüzyıl sonlarında ayrıntılı sınır antlaşmalarının imzalanmaları sonucunda ortadan kalktı.
Ruslar, askeri vilayet olarak ilan ettikleri ve Anadolu’ya açılan kapı olarak düşündükleri Kars İli’nde yeni bir imar çalışmasına başlamışlar ve 1890 yılında Hollanda’dan getirttikleri mimarlara, Tahtdüzü mevkiinde Kars şehrini yeniden tasarlatmışlardı.
Çağdaş bir şehircilik anlayışı ile birbirlerini dik kesen sokaklar, geniş kaldırımlı caddeler, büyük parklar ile Baltık mimari tarzında yeni bir kent düzeni kurulmuştu. Bu yeni inşaat sürecinde Ermeni taş ustaları, ön yüzleri nakışlı, yüksek pencereli ve bazen duvar kalınlıkları bir metreye ulaşan evler inşa etmişlerdi.
Bu döneme ait yapılara ait başka bir özellik ise binaların iç mekanlarında kurulan, şömine biçiminde ‘’peç’’ adı verilmiş ısınma sistemidir. Bu sistemde iki katmandan oluşan duvarların aralarından geçen peçlere bağlı boru kanalları ile mekanların ısıtılmaları sağlanırdı.
TAHTDÜZÜ
Baltık mimari tarzı, bin yedi yüzlü yılların başında Hollanda’nın Baltık Denizi kıyı şehirlerinde uygulanmaya başladığı için bu ismi almıştır.
Tarihi Tahtdüzü Bölgesi, iki yüz sekiz adet tescilli binası ile kentsel sit alanı olarak ilan edilmiştir. Bu döneme tarihlenen yapılarıyla Ruslar kentte önemli izler bırakmışlardır. İşte bu nedenlerden dolayı Kars, Saint Petersburg’a da, Erivan’a da, Tiflis’e de benzer. Kars’a geldiğinizde kaçınılmaz bir ‘’deja vu’’ duygusuna kapılacaksınız.
PENCERE
Rusya Tarihi’nin en önemli çarlarından biri olan Büyük Petro, 1703 yılında Baltık Denizi kıyısında planlarını cetvelle çizdiği Saint Petersburg şehrini kurdurmuştu.
İKLİMİ
Kars, Doğu Anadolu Bölgesi’nin en soğuk iklim kuşağında yer alır. Bu nedenle bölgede kışları uzun ve sert, yazları ılık ve serin bir karasal bir iklim hüküm sürer.
ARAS NEHRİ
Kars ilinden geçen akarsular Hazar Denizi’ne kadar gider. Aras Nehri, Kars’tan donmadan geçen yegane akarsudur.
NASIL GİDİLİR?
Kars’a Erzurum üzerinden karayolu, İstanbul ve Ankara’dan Doğu Ekspresi treni ile ulaşılabilir. Ankara’dan 1310 kilometre olan yol 24,5 saatte tamamlanmaktadır. Ayrıca her gün düzenli uçak seferleri de vardır.
GEZİ ROTASI
Tabyalar
Kars Kalesi
Şehir Merkezi
Ani Tarihi Şehri
Sarıkamış
Çıldır Gölü
Ardahan
TABYALAR
Tabya, etrafı savunma duvarları ile korunmuş kışla, cephanelik, depo ve cami alanlarından oluşan taş ve betondan yapılmış kapalı mevzilere verilen isimdir. Orta Çağ’da büyük savunma kalelerinin yakınlarına yapılan kule ve mevzilerin önemleri zamanın içinde artmıştır. Yeni Çağ’da ateşli silahların gelişmesiyle özellikle sınır bölgelerinde bulunan şehirlerde tabyalar yapılmaya başlanmış ve savunma savaşlarında bu tabyalar askeri zaferlerin kazanılmasında önemli rol oynamışlardır. Edirne, Erzurum ve Çanakkale’de askeri tabyalar görülebilmektedir.
Kars’ta Anadolu’nun savunulması ve bölgenin korunması için 1734 – 1878 arasında inşa edilen 46 tabyadan 24 tanesi iyi durumda olmasalar da günümüze ulaşmıştır. Karadağ, Arap, Kanlı, Kerim Paşa ve Süvari tabyalarında onarım çalışmaları sürdürülmektedir.
KARS MADALYASI
Ruslara karşı 1855 yılında Tabyalar Savaşı olarak da bilinen Kars Zaferi’nden sonra Padişah Abdülmecit, üç bin adet Kars Madalyası yaptırıp Kars’a göndermişti.
KARS KALESİ
İl merkezinin kuzeyindeki bir tepede bulunan Kars Kalesi, kente kartal yuvası gibi bakar. Üç ana giriş kapısı olan kale ilk olarak 1153 yılında Saltuklular tarafından inşa edilmişti.
Kale, 1386’da Timur, 1560’da da İran saldırılarında zarar görmüş ve 1578 yılında Osmanlı Padişahı 3.Murat döneminde Lala Mustafa Paşa tarafından bir kere daha inşa edilmiştir.
Padişah 2.Selim tarafından Erzurum’da toplanan kuvvetlerin başına getirilen Sadrazam Lala Mustafa Paşa 1578’de Çıldır’da Safevilerin öncü kuvvetlerini yendikten sonra Tiflis’i ele geçirir ve Şirvan’a kadar gider. Lala Mustafa Paşa, Kars Kalesi sağlamlaştırıldıktan ve zaferlerden sonra 1580 yılında azledilecektir.
220 burcu olan kalenin doğu batı yönünde 250 metre, kuzey güney yönünde 90 metre uzunluğu vardır. Kale, kırk yıl süren Rus işgalinde tahrip olmuş ve özelliğini kaybetmiştir. Kalede Celal Paşa Türbesi, askeri koğuşlar, cephanelikler ve mescit görülebilmektedir.
Kalenin eteklerinde bulunan Taş Köprü 1579 yılında Lala Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. Üç tonoz kemerli köprünün inşaatında düzgün kesilmiş bazalt taşlar kullanılmıştı. 54 metre uzunluğunda ve 8 metre genişliğinde olan köprü, 1725 yılında yenilenmiştir. Köprünün hemen yakınında da Kars’ın en büyük hamamı olan Mazlumağa Hamamı bulunmaktadır.
KÜMBET CAMİ
Kars şehir merkezinde görülmesi gereken tarihi yerler yürüme mesafesindedir. Kalenin güney eteğinde bulunan Ermeni-Gürcü döneminde On İki Havariler Kilisesi’ni diğer adıyla Kümbet Cami’ni 932 – 937 yılları arasında Bagrat Kralı Abbas 2.Takvor Kars’ı başkent yaptığı sırada inşa edilmiştir. Ermeni-Gürcü Kilisesi olarak bilinen On İki Havari Kilisesi, Rus işgali döneminde Rus-Ortodoks başpiskoposluğu olarak değerlendirilmişti.
Haç planlı ve 4 kapılı kilisenin 12 kemerinde, 12 havarinin resimleri vardır. Caminin inşaatında Ağrı Dağı eteklerinden çıkarılan volkanik bazalt taşları kullanılmıştır. Kilise, 1064 yılında camiye, 1964 yılında müzeye çevrilmiştir. 1993 yılında bir kere daha camiye dönüştürülen yapı, konik çatısı ile Selçuklu kümbetlerine benzerliğinden dolayı Kümbet Cami olarak isimlendirilmiştir.
EVLİYA CAMİ VE EBU’L HASAN HARAKANİ TÜRBESİ
Kümbet Cami’nin hemen yanındaki Evliya Cami, 1579 yılında Padişah 3.Murat döneminde Lala Mustafa Paşa tarafından inşa ettirilmişti. Caminin külliyesindeki kubbeli şadırvanda Ebu’l Hasan Harakani Türbesi ve çevresinde de yirmi bir mezar daha bulunmaktadır. Ebu’l Hasan Harakani, 1033 yılında Yahni Dağı eteklerinde Doğu Roma’ya karşı yapılan savaşta şehit düşmüştü. Türbe, 1033 yılında Alpaslan’ın Valisi Menuçehr tarafından yaptırılmıştır.
FETHİYE CAMİ
Aleksandr Nevski Rus Askeri Kilisesi olarak 1905 yılında inşa edilmiştir. 1953’de Baltık Mimarisine özgü soğan şeklindeki kubbeleri sökülmüş 1970 yılına kadar spor salonu olarak kullanılmış, 1985 yılında camiye çevrilmiştir.
Yapı, camiye dönüştürüldükten sonra onarılmış, iki yanına taş kaide üzerinde yuvarlak gövdeli taştan ve ikişer şerefeli birer minare eklenmiş ve özgün halinden büyük ölçüde uzaklaşmıştır. Kars’ta gün sonu saatlerinde çok güzel fotoğraf çekilen yerlerden biridir.
Bir dönem Namık Kemal’in yaşamış olduğu ev, Osmanlı dönemi hamamları, Gazi Ahmet Muhtar Paşa Konağı (Kültür Merkezi), Defterdarlık, Güzel Sanatlar Fakültesi, Gümrük Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğü, Vali Konağı, Ticaret ve Sanayi Odası, bugünlerde otel olarak değerlendirilen Hekim Evi, Ahmet Tevfik Paşa Konağı, Eski Anadolu Lisesi görülmesi gereken ilginç yapılardır.
Cumhuriyet Caddesi üzerindeki Aynalı Köşk veya Yazıcılar Evi, Orhan Pamuk’un ‘’Kar’’ isimli romanında Maruf Bey’in evi olarak geçen binadır. Tek katlı ve dikdörtgen planlı yapı 19.yüzyıl Baltık mimarisine uygun bir tarzda inşa edilmiştir.
GAZİ AHMET MUHTAR PAŞA 1832 – 1919
Müşir Gazi Ahmet Muhtar Paşa, 1877 – 1878 Osmanlı – Rus Savaşı’nda Kafkas cephesinin efsanevi komutanıdır. Asker, astronom, yazar, eğitimci ve devlet adamıdır. 1912 yılında kısa bir süreliğine sadrazamlık da yapmıştır. Harp Akademisi’nde Mustafa Kemal’in de öğretmeni olmuştur. ‘’Sergüzeşt-i Hayatım’’ kitabında anılarını kaleme almış ender askerlerimizdendir. Kırım Savaşı, Hersek İsyanı, 93 Savaşı, Balkan Savaşı, Karadağ ve Yemen isyanlarında savaşmıştır. Fransızca, Arapça ve Farsça bilirdi.
HOŞ GELİŞLER OLA MUSTAFA KEMAL PAŞA
1924 yılının Eylül ayında bir deprem yaşanır. Hemen ertesinde Gazi Mustafa Kemal Paşa Kars’a geleceğini bildirir. Bu haberden çok mutlu olan Kars halkı Paşa’yı gerektiği gibi karşılayabilmek için hazırlıklara başlar. Kars’ı ziyaret etmeyi planlamış ama bu seyahati gerçekleştirememiş olan Enver Paşa için gazeteci Mehmet Türkol tarafından yazılmış bir şiirin sözlerinde değişiklikler yapılır. Akordeon sanatçısı, yerel müzisyen Tağı Oşenyüzen de besteyi hazırlar.
6 Ekim 1924 günü trenle Sarıkamış’tan gelen Gazi Mustafa Kemal Paşa istasyonda bu besteyle karşılanır. Ayrıca gece orduevinde düzenlenen yemekte de bu dansla zenginleştirilen türkü söylenir. Türkünün sonunda da Gülçehre Askeran göğsünden Türk bayrağı çıkartır. Gazi Mustafa Kemal Paşa çok mutlu olur. Şairi ve besteciyi ödüllendirir. Birkaç yıl sonra Tağı Oşenyüzen köyünde yokluk içinde öldükten sonra cebinden bu ödül çeki çıkacaktır. Türkünün bestecisi üzerinde Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın imzasının olduğu çeki bozdurmak istememiştir.
Askerin milletin Hoş gelişler ola
Rehmin basır sen Kemal Mustafa Kemal Paşa
Dahisi, gazisi Askerin milletin
Bilgisisen sen Kemal Bayrağınla çok yaşa
AĞIZ TADI
PUSHKIN
Atatürk Cad. No.28 – Tel. 0 474 212 35 35
Kaz eti tatmak ve bölgesel dansları izlemek için.
HANIMELİ
Faikbey Cad. Eski Emniyet Md. Karşısı No.16
Yöresel lezzetler için denenmesi gereken bir adres.
GECELEMEK İÇİN
KARS-I ŞİRİN OTEL
Ordu Cad. No. 61 – Tel. 0 474 223 35 35 – www.karsısirin.com.tr