21-24 Kasım 2024 tarihleri arasında Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi ve Ahmet Priştina Kent Arşivi Müzesi’nde gerçekleşen 8. Uluslararası Edebiyat Festivali’nin konuğu olarak İzmir’deydim. Festivalin sanat direktörü değerli Haydar Ergülen’in davetiyle gelen birçok konuk, İzmir’e edebiyat sohbetleri ve şiir okumalarıyla unutulmaz bir dört gün yaşattı.
Festivalin bu seneki onur konukları roman ve öykü yazarı Nermin Yıldırım ile şair Mehmet Mümtaz Tuzcu, kendileriyle yapılan söyleşilerde okurlarıyla en samimi dünyalarını paylaştılar. Başucu kitabı Pal Sokağı Çocukları’nın acıklı sonunu değiştirebilmek adına yazarlığa soyunduğunu anlatan Nermin Yıldırım, çocukluklarında bu kitapla vicdan bilenmesi yaşayan herkese okurluk kardeşi olarak selam yolladı. Kendisi için önemli bir yeri olan Ingmar Bergmann’ın klasikleşmiş filmi Yaban Çilekleri’ne de (1957) değinerek kendi eserlerinde kişisel belleğin ve geçmişe dönüşlü anlatımın önemli bir yeri olduğunu vurguladı.
İlk gün Fuat Sevimay’ın moderatörlüğünde gerçekleşen ve Gülhan Davarcı, Kaan Murat Yanık ve Can Gürses’i buluşturan “Genç Romancılar Günümüz Romanı Hakkında Ne Düşünüyor?” başlıklı sohbeti izleyicilere keyifli anlar sundu. 2023 yılında Everest İlk Roman Ödülü’nü Sisler Dağıldığında adlı kitabıyla kazanan Davarcı’nın, eserde geçen bir babayla kızın görünürde olumlu ilişkilerinin arkasında yatan şiddete vurgu yapmak istediğini söylemesi, akla Ingeborg Bachmann’ın ünlü sözünü getirdi:
“Faşizm, atılan ilk bombalarla başlamaz. Her gazetede üzerine bir şeyler yazılabilecek terörle de başlamaz. Faşizm, insanlar arasındaki ilişkide başlar, iki insan arasındaki ilişkide başlar.”
İzmir Edebiyat Festivali, şiir okumaları açısından da oldukça zengindi. Uluslararası katılımcılar Claus Ankersen, Sonnet Mondal, František Hruška, Barbara Pogačnik, Pramila Venkateswaran ve Edgar Borges’in yanısıra Çiğdem Sezer, Utku Yeşilöz, Fırat Baytak, Mahmut Temüzyürek, Yağmur Sunar, Mehmet Özceylan, Barış Yıldırım, Onur Güzeldiyar, Fatma Aras, Mehmet Mahzun Doğan, Mehmet Sait İmret, Tataryen Lokman, Serdar Solkun, Ahmet Tamu ve organizasyonda da aktif rol alan Erkut Tokman izleyicileri kendi şiir dünyalarına götürdüler. Can Bonomo’yla Haydar Ergülen’in şiir ve müzik sohbeti ise damaklarda leziz bir tat bıraktı.
Festivalin son gününde benim de panelist ve moderatör olarak görev aldığım, değerli öykücüler Ayşe Özlem İnci ve Zeynep Çolakoğlu’yla beraber öykü kitaplarımızı konuştuğumuz “Genç Öykücüler Öykü ve Öykücülük Üzerine Anlatıyor” adlı sohbetle İzmirli okurun karşısına çıktık. Bu yıl Cumhuriyet Kitapları’ndan yayımlanan öykü toplamım Hayal Sigortacısı’nın edebiyat yolculuğundan bahsederken kitaba adını veren öykünün diğer öyküler arasındaki özel yeri gündeme geldi. İki yıl önce çıkan ilk şiir toplamı olan “Nâzım Okuyan Çocuk”un ardından başlık olarak bu sefer “Hayal Sigortacısı”nı seçerek kitabın adının yazarıyla özdeşleşmesine hoş bir örnek daha oluşturmak istediğimi anlattım. Oysa belki de okurun hayallerini adeta sigortalayarak, onları sürüklediğim öykü dünyalarında bulmalarını arzu ettiğim, kendi hayallerine bir adım daha yaklaşma olasılığı oldukça büyük bir vaatti. Festivalde aktarma şansı bulduğum gibi, okurun hayallerinin güvence altına alınması bir yana, bir yaşam boyu benim hayallerimi güvence altında tutan, her yıkıldığımda beni ayağa kaldıran, benim esas hayal sigortacım kitabı ithaf ettiğim sevgili babamdı.
Uluslararası İzmir Edebiyat Festivali, sonbaharın ortasında tatlı bir meltem gibi kentten eserek geçti. Arkasında şairlerin ve yazarların henüz kağıda dökmediği eserlerinin hayalini ruhlara serperek…