Son günlerde Türkiye’de, özellikle güzellik merkezleri aracılığıyla kara para aklama iddiaları gündemde. Bu iddialar, kara paranın ve kara para aklamanın ne anlama geldiği konusunda toplumda merak edilen soru işaretlerine de neden oluyor. KPMG Türkiye İnceleme ve Soruşturma Birimi Şirket Ortağı Oytun Önder, gündemdeki bu konuları ve dikkat edilmesi gereken hususların yanı sıra merak edilen sorulara da yanı verdi.
KARA PARA NEDİR?
Oytun Önder bu soruyu şu şekilde yanıtlıyor: “Kara para veya suç geliri kısaca suçtan elde edilmiş para olarak nitelendirilebilir. Uyuşturucu ticareti, silah kaçakçılığı, insan ticareti, kaçakçılık, organ ticareti, sahtecilik, korsanlık, illegal bahis gibi kaynaklardan elde edilen gelirler kara paraya örnek verilebilir. Bu ve benzeri kaynaklardan elde edilen gelirlerin kaynağını gizlemek ve yasal olduğu izlenimi kazandırmak için çeşitli ve karmaşık yöntemler kullanılabilmektedir. Bu yöntemlerin tamamı kara paranın aklanması aşamalarını oluşturmaktadır. Kara paranın aklanması, suç örgütleri ve diğer suçluların, yasa dışı faaliyetlerini sürdürmelerini sağlamaktadır.”
EN ÇOK BU İŞLETMELERDE
Kara para aklanma faaliyetlerinin günlük hayatımızdaki işletmeler vasıtasıyla da gerçekleşebildiğine dikkat çeken Önder, kara para aklama faaliyetlerinin genellikle vatandaşın doğrudan temas etmediği, gözden uzak operasyonlar aracılığıyla gerçekleştiğinin düşünüldüğünü, ancak aklama suçunun doğası gereği nihayetinde finansal sisteme dâhil edilmeye çalışılan kara paranın, günlük hayatta yasal izlenimi veren birçok işletme aracılığıyla aklanabildiğini de belirtti. Önder, genellikle restoran, eğlence sektörü, kripto varlıklar, gayrimenkul ve lüks tüketim gibi farklı birçok yüksek işlem hacmine sahip ve nakit ağırlıklı işlem yapmaya elverişli sektörlerin kara para aklama faaliyetleri için tercih edildiğini, bir veya birden fazla kanal ile kara paranın izinin kaybettirilmeye çalışıldığını ifade etti.
YÜKSEK GELİR ŞÜPHE UYANDIRIYOR
Önder, bir işletmenin kara para aklama zincirinde yer aldığı şüphesini doğuracak en temel durumun, normal bir iş faaliyetinden beklenmeyecek şekilde yüksek miktarda gelir elde etmesi olduğunu söylüyor. Önder’e göre çok kısa sürede büyüyen ticari işletmeler, kişilerin profili ve profesyonel geçmişi ile uyumlu olmayan ticaret ve yaşam tarzı, aşırı lüks tüketim gibi belirtiler kara para şüphesi yaratıyor.
BUZ SAĞININ GÖRÜNMEYEN YÜZÜ
Kara para aklama faaliyetinin gerçekleştirildiği işletmelerin gelirlerinin tamamının suç geliri olması gerekmediğini vurgulayan Önder, aklama faaliyetinin örtbas edilmesi için kısmen bir mal veya hizmet satışının da gerçekleştirildiğini belirtiyor. Bu nedenle Önder, aklama operasyonlarının derinlik teşkil ettiğinin, aklama suçunun incelenmesinde her zaman buz dağının görünmeyen bir tarafının olduğunun altını çiziyor.
3 TEMEL UYARI
İşletmelere yatırım yapmayı veya iş ortaklığı düşünen girişimcilerin farkında olmadan kara para aklayan bir işletmeye yatırım yapmaması için Önder yatırımcılara şu tavsiyelerde bulunuyor:
- Ticaretin doğasına aykırı nitelikte kazançlı iş birliği tekliflerine dikkat edin.
- İş ortağı olmak istediğiniz işletmenin yetkililerin sizinle yüz yüze hiçbir şekilde bir araya gelmediği, müzakere ve diğer tüm süreçleri bir aracı (avukat, danışman vb.) vasıtasıyla yürütüldüğü süreçler temkinli yaklaşın.
- İş birliği müzakeresi sürecinde ya da sonrasında iştigal edilen ticari faaliyetle alakasız taleplere dikkatle yaklaşın.
Önder, kara para aklamanın, toplumu ve ekonomik yaşantıyı tehdit eden önemli bir suç olduğunu ve bu suçun önlenmesi için ilgili kurumların ve işletmelerin yanı sıra, sıradan vatandaşların da bu suça karşı duyarlı olması ve şüpheli gördükleri durumları yetkili makamlara bildirmesinin önemli olduğunu da kaydetti.