Tarihi yapıların onarılıp halka açılmasına öncülük eden turizmci Çelik Gülersoy tarafından Melce-i Üdeba (Edebiyatçıların Sığınağı) olarak adlandırılan kitabevi birçok tanınmış şair ve edebiyatçıyı ağırladı.
Nurullah Ataç, Yahya Kemal, Reşat Nuri Güntekin, Ziya Gökalp, Faik Ali Ozansoy, Yunus Nadi, Yakup Kadri, İbrahim Alaaddin Gövsa, Orhan Seyfi, Orhan Pamuk ile Ahmet Ümit gibi isimlerin sıkça ziyaret ettiği kitabevi, Büyükada’ya 1917 yılında gelen Nikolas Ksidas tarafından kuruldu.
Kurucusu vefat edince oğlu Hrisafi, ardından kız torunu Vasiliki kitapçı olarak mekanı çalıştırmayı sürdürdü.
1937 doğumlu Vasiliki Hanım, bir süre sonra yaşlılık nedeniyle kitabevini çalıştırmakta bazı zorluklar çekti. Bu nedenle dede ve baba yadigarı kitabevini, 1978 yılından bu yana burada çalışan, güvendiği Mihail Paşa’ya bundan 12 yıl önce devretti.
Böylece Nikolas ve Hrisafi Ksidas’ın “dükkandan hiç kitap eksik olmaması” vasiyetini aile dışında olmasına rağmen 46 yıldır burayı işleten Mihail Paşa yerine getirmeye başladı.
Paşa, AA muhabirine, şair ve edebiyatçıların sakin olduğu için Büyükada’yı tercih ettiğini, adaya gelenlerin ise mutlaka kitabevlerine uğradığını söyledi.
Türkiye’deki bütün edebiyatçıların buradan geçtiğini anlatan Paşa, “Burası edebiyatçıların yeri ve sığınağı, aynı zamanda yazarların evidir. 1930 ile 1940’larda edebiyatçılar burada toplanır, ne yazacaklarına burada karar verirdi. Sakin olduğu için Adaları tercih ederlerdi.” dedi.
Okumayı çok sevdiğini, Ksidas Kitabevi’ne adeta aşık olduğunu dile getiren Paşa, “Ben buraya aşık olmasaydım bu işi yapamazdım. İnsanın işini severek yapması lazım. Ömrüm yettiği kadar, hiç aksatmadan buraya devam edeceğim.” diye konuştu.
Paşa, tıpkı kurucusu gibi çocuklarına ve torunlarına burasının kitabevi olarak devam etmesi için vasiyeti olduğunu vurguladı.
Arkadan gelecek çocuklarının ve torunlarının bu işleri yürüteceklerini belirten Paşa, “Manevi dedelerime ve ablama söz verdim. Buradan kitap eksik olmayacak. Kitaplara ve bu mekana aşığım. Mekanı bize bırakanlara borçluyum.” ifadelerini kullandı.
Paşa, kitabevinin 107 yıldır kent kültürüne ve yayıncılığına katkısından dolayı Türkiye Yayıncılar Birliği tarafından kendisine “Kitabevi Emek ödülü” verildiği için mutlu olduğunu söyledi.
Adada yaşayanların gazete ve kitap ihtiyaçlarını kitabevinden karşıladığına dikkati çeken Paşa, eskiden İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Arapça, Almanca, Rumca, Ermenice, gazete, dergi ve kitap da satıldığını dile getirdi.
Kitap ve gazete okuma oranındaki düşüşten dolayı üzüldüğünü anlatan Paşa, “1995 yıllarına kadar sabah 05.30’da gazete için dükkanı açıyordum ama şimdi maalesef gazete okuma devri bitti. Aynı şey kitaplar için de geçerli.” dedi.
Okumanın çok önemli olduğunu söyleyen Paşa, şöyle devam etti:
“Okumadan hiçbir şey yapamayız. Çünkü büyüklerimiz dediler ki ‘Okuyun, çalışın, paylaşın.’ Eğer bunları yapamazsanız ileri gidemezsiniz. Fakat bir şartla, yorulmadan mümkün değil. Çünkü insanoğlu yorulmadan iyi bir şey de elde edemez. Gençlerde fazla bir okuma azmi yok. Daima tavsiye ediyorum. Okuyun, çalışın ve paylaşın. Şu anda cep telefonu kullanıyorlar, destek alıyorlar. Bununla ilerleyemezler.”
“Üç kuşaktır buradan gazete ve kitap alıyoruz”
Kitabevinin daimi müşterilerinden olan 79 yaşındaki Ara Suner, 63 yıldır Ksidas Kitabevi’nden gazete ve kitap aldığını anlattı.
Eskiden insanların gazete almak için kuyruğa girdiğini kaydeden Suner, “Adanın nüfusu eskiden azdı, sonradan çoğaldı. Ermenice günlük gazetemiz çıkar. Her gün gelir, alırım. Annem ve babam da hayattayken buradan kitap ve gazete alırdı. Ben alıyorum, benim çocuklarım da alıyor. Üç kuşaktır buradan gazete ve kitap alıyoruz.” diye konuştu.
84 yaşındaki Bedri Pekkip de 56 yıldır gazete ve kitaplarını tarihi kitabevinden aldığını dile getirdi.