İstanbul’un Boğaz hattı ve Karadeniz kıyılarında etkili olan akıntılar denize girenler için boğulmaya varan birçok tehlikeyi beraberinde getirirken, uzmanlar güvenlik önlemlerinin olmadığı sahillerde denize girilmemesi gerektiğine dikkati çekiyor.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Coğrafya Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ali Uzun, her yıl yüzlerce insanın suda boğularak ölmesine sebep olan çeken akıntılar (rip akıntı) konusunu Anadolu AJansı için değerlendirdi.
RİP AKINTISI NEDİR?
“Rip akıntısı, sığ kıyılarda görülen ve kıyıdan açığa doğru bir akarsu gibi hareket eden kısa süreli ve hızlı bir akıntı çeşididir. Akıntının genişliği genellikle 8-10 metre ile 20-30 metre, uzunluğu 70-80 metre ile 200-300 metre, akıntının süresi ise 40-50 saniye ile 2-3 dakika arasında değişir. Akıntının hızı ise saniyede çoğunlukla 1-2 metre kadardır. Ancak, daha yavaş ve daha hızlı akıntılar da rapor edilmiştir. Bu akıntıya karşı yüzmek, olimpik yüzücüler için bile zordur. Akıntıya kapılanların çoğu açığa doğru sürüklenirler. Bu nedenle rip akıntısına “çeken akıntı” da denir. Rip akıntıları bazı kumsallarda, ön kıyı seddindeki yarıklar üzerinden açığa dönerler. Bu sırada gediğin içindeki kumları karıştırarak bulanık bir görüntü kazanırlar. Bu nedenle rip akıntıları bazı yörelerde “kum göçmesi” olarak da adlandırılıyor.”
RİP AKINTISI NASIL OLUŞUR?
“Rip akıntısı iki farklı faktörün birlikte etkisiyle oluşur. Bunlardan birincisi kıyının arazi yapısı, diğeri ise rüzgarlı hava şartlarına bağlı olarak oluşan sık dalgalardır. Açık denizde birbirine paralel olarak ilerleyen dalgalar kıyıdaki kayalıklara ya da mendireklere çarptıklarında hareket düzenleri bozulur ve ileri doğru savrulan sular kıyıya yığılmaya başlar. Kıyıya yığılan sular, yer çekiminin kontrolünde kıyıya doğru ilerleyen dalgaları kesecek miktara ulaşınca, kıyının en alçak kesiminden ya da ön kıyı setlerindeki yarıklardan açığa doğru dönerek rip akıntılarını oluştururlar.