Dünya üzerinde, gerçeklikleriyle insanı derinden sarsan bir dizi korku hikayesi bulunmaktadır. Bu hikayeler, karanlık ve gizemli unsurlarla dolu olup, hala çözülememiş birçok soruyu beraberinde getirmektedir. İşte, tüyler ürperten detaylarıyla anlatacağımız beş gerçek korku hikayesi, insanların hayal gücünü aşan olaylarla dolu.
DYATLOV GEÇİDİ OLAYI
1959 yılı Şubat ayında, Sovyetler Birliği’nde, Ural Dağları’nda bulunan Dyatlov Geçidi’nde gizemli bir olay yaşandı. İleri düzey dağcı ve kayakçı olan Igor Dyatlov yönetimindeki dokuz kişilik bir grup, kış koşullarında bu zorlu bölgeye bir keşif ve eğitim gezisi için çıkmıştı. Ancak, grup geri dönmediği zaman endişeler artmaya başladı.
Sonrasında yapılan arama kurtarma operasyonunda, tüm grup üyelerinin çadırlarının dışında donmuş cesetleri bulundu. Cesetlerde garip yaralanmalar vardı; bazılarının kafatası kırıkları, göğüs kafesinde iç basınç travması gibi belirtiler vardı. En ilginç detaylardan biri, bazı cesetlerin radyasyon izleri taşımasıydı.
Olayın ardından yapılan soruşturmalar ve otopsiler sonucunda, resmi bir açıklama yapılamadı ve bir dizi teori ortaya atıldı. Bu teoriler arasında radyoaktif madde teması, çığ tehlikesi, yerel halkın etkisi gibi çeşitli spekülasyonlar bulunuyor. Ancak Dyatlov Geçidi Olayı hala çözülememiş ve gizemini koruyan bir korku hikayesi olarak biliniyor.
FREDERICK VALENTİCH’İN KAYBOLUŞU
21 yaşındaki Avustralyalı pilot Frederick Valentich, 1978 yılı Ekim ayında, kendi ufuklarında uçarken gizemli bir olayla karşılaştı. Valentich, Melbourne’den King Island’a doğru tek başına bir eğitim uçuşundaydı. Hava trafik kontrolüne, kendisini takip eden bir UFO’dan bahsetti ve o zamandan beri bir daha hiçbir iz bırakmadan kayboldu.Olayın hemen ardından yapılan aramalar ve soruşturmalar, Valentich’in uçağının ve cesedinin hiçbir zaman bulunamadığını gösterdi. UFO teorileri, pilot hatası veya kaza gibi alternatif açıklamalar ortaya atılsa da, olayın sırlarını hala koruduğu düşünülüyor.
HİNTERKAİFECK CİNAYETLERİ
1922 yılı Mart ayında, Almanya’nın Hinterkaifeck köyünde, Andreas Gruber adlı bir çiftçi ve ailesiyle birlikte hizmetçileri bir dizi gizemli cinayete kurban gitti. Cinayetlerin kurbanları arasında Andreas Gruber, eşi Cazilia, kızları Viktoria ve Cazilia, torunlarına bakan hizmetçi Maria Baumgartner ve hizmetçi Victoria Gabriel bulunuyordu.
Olayın korkunçluğu, cinayetlerin nasıl ve neden işlendiğinin hiçbir zaman açıklığa kavuşturulamamasından kaynaklanıyor. Öldürülenlerin her birinin kafatası kırıkları ve vücutlarındaki diğer travmatik yaralanmalar, cinayetin nasıl işlendiğine dair soruları artırıyor. Olayın ardından yapılan soruşturmalar ve şüphelilerle ilgili çıkan spekülasyonlar, o bölgenin en ürkütücü cinayetlerinden biri olarak anılıyor.
KURŞUN MASKELER OLAYI
1966 yılı Ağustos ayında, Brezilya’nın Rio de Janeiro şehrinde, iki elektrik mühendisi Miguel José Viana ve Manoel Pereira da Cruz ölü olarak bulundu. Cesetlerinin yanında, gözlerine yapıştırılmış kurşun maskeler bulundu.
Olayın daha da gizemli hale gelmesinin nedeni, ölen mühendislerin neden bu maskeleri taktıklarının ve ölüm sebeplerinin hiçbir zaman netleşmemiş olmasıdır. Cinayet mi, intihar mı, yoksa başka bir doğaüstü olay mı olduğu konusunda farklı teoriler ortaya atılsa da, olayın arkasındaki gerçekler hala aydınlatılamamış durumda.
BENNINGTON ÜÇGENİ KAYIPLARI
1940’ların sonlarından 1950’lerin başlarına kadar, Vermont’un Bennington bölgesinde, bir dizi gizemli kaybolma olayı yaşandı. Bu olaylar genellikle Bennington Üçgeni olarak adlandırılan bölgede meydana geldi.
Özellikle Paula Welden (1946), James E. Tetford (1949), Paul Jepson (1950) ve Frieda Langer (1950) gibi kişiler, iz bırakmadan ortadan kayboldular ve hiçbir zaman bulunamadılar. Olaylar sırasında ortaya atılan çeşitli spekülasyonlar arasında yerel efsaneler, doğaüstü güçler ve hatta yerel mitolojiye dayanan spekülasyonlar bulunmaktadır.