Geçmişten günümüze kadar kültürümüzün en önemli unsuru olan kadın birçok alanda olduğu gibi sanat alanında da Orhun kitabelerinden cumhuriyet dönemine kadar tartışma konusu olmuştur.
Orhun kitabelerini incelediğimizde Türk toplumunda kız çocuklarına büyük önem verilmiş ve kadınların saygınlığı devlet idaresindeki rolü diğer kavimlere göre daha fazla olmuştur. Selçuklu devleti döneminde kültürel ve sosyal yönden kadınlar aktif olarak toplumda yer alsalar da siyasetteki etkileri geri planda kalmaya başlamıştır. Osmanlı devletinde kadın kavramı yaşadıkları bölgelere bağlı olarak özgürlük anlayışları değişmiştir. Kırsal yerlerde kadınlar kocasının yanında ev ekonomisinin temel unsuru olarak görülmüştür. Kentsel bölgelerde 15. Yüzyılda Bizans’ın ve İran’ın etkisiyle kurumsallaşan harem nedeniyle kadınlar baskı altında yaşamaya başlamış ve sosyal özgürlüklerini kaybetmiş bir meta haline gelmişlerdir. Tanzimat ve Meşrutiyet döneminde baskıcı teokratik devlet yapısı içinde kadının hürriyeti kısıtlanmıştır. Ancak Cumhuriyet döneminde Atatürk tarafından kadınlara sosyal yönden birçok hak getirilmiştir. Bu sosyal haklar ile birlikte kadınlar siyasette, sanatta ve bunun gibi birçok alanda aktif rol alma imkanı bulmuş ve toplumdaki varlıkları ön plana çıkmaya başlamıştır.
Cumhuriyet döneminin önemli çağdaş kadın sanatçılarından biri Mihri Müşfik hanımdır. Bu dönemde ülkenin tek güzel sanatlar eğitimi veren Sanayi – Nefise Mektebi kız öğrenci almıyordu, o yüzden ailesinin desteği ile Roma’da ve Fransa’da sanat eğitimleri almıştır. Eğitim hayatından sonra Zonora saray ressamı olarak görev yapmış ve Türkiye’ye döndükten sonra Sanayi Nefise Mektebinin ilk kadın yöneticisi olarak görev yapmaya başlamıştır. İlk bu dönemde Sanayi Nefise mektebine kız öğrenciler alınmaya başlamıştır ve Mihri Müşfik hanımın kız öğrencilere büyük desteği olmuştur. Mihri Müşfik hanım kadın portreleri yapmaktaydı ve portrelerinde dışavurumcu fırça darbeleri görülmektedir.
Cumhuriyet döneminin diğer öncü kadın ressamlarından Hale Asaf ’dır. Sanatçı sanat hayatına Mihri hanımdan aldığı resim dersleriyle başlamıştır. Sanatçı babasının desteği ile Almanya’daki Berlin Güzele Sanatlar Akademisinin sınavına girmiş ve bu sınavı başarıyla geçmiştir. Hale Asaf’ın resimlerinde kullandığı renkler izleyici üzerinde doğal ve yalın etki bırakmaktadır. Aynı zamanda eserlerini yaparken kendi yaşam öyküsünü de ele almıştır. Sanatçı çocukluk yıllarından itibaren amansız hastalıkla mücadele etmiştir. Bu mücadelesi ,hüznü , karamsarlığı çizdiği portrelerde ve diğer çalışmalarında görülmektedir.
Cumhuriyet döneminin modernleşme süreci ile kadın figürüne ve kadın sanatçılara kendi kimliklerini resmedebilme ve ifade etme özgürlüğü verilmiştir. Toplumsal ve kültürel yönden birçok alanda kadın figürünün rollerinde büyük değişiklikler olmuştur.