438 gün boyunca okyanusta mahsur kaldı! Kendi idrarını içerek hayatta kalan balıkçının ilginç hikayesi

Yeni Proje (31)

Deniz, Alvarenga’nın yaşamındaki en önemli unsurlardan biriydi. Böylece henüz gençlik yıllarında başarılı ve tecrübeli bir balıkçı haline geldi.

Costa Azul isimli küçük balıkçı kasabasında kendisine yeni bir yaşam kurdu. Deniz, her zaman olduğu gibi burada da hayatının en önemli unsurlarından biriydi.

Her gün Pasifik Okyanusu’na açılıyor, yakaladığı pahalı balıkları satarak geçimini sağlıyordu. Kısacası yaşamı, kasabadaki diğer tüm balıkçıların yaşamından pek de farklı değildi. Ancak Alvarenga’nın tekdüze hikâyesi 2012 yılında bütünüyle değişecekti.

Alvarenga, 2012’nin aralık sonunda her zamanki gibi Pasifik Okyanusu’na açılmak için harekete geçti

Ekipmanlarını gözden geçirdi, elektronik cihazları kontrol etti ve kendisine ilk kez eşlik edecek olan Ezequiel Cordoba isimli tecrübesiz balıkçıyla birlikte denize açıldı. Yaklaşık 30 saat sürecek bir seferin ardından pahalı balıklarla birlikte kasabaya geri dönmeyi planlıyordu. Bu sebeple Alvarenga’nın teknesi kısıtlı miktarda temel yaşam malzemesi ile doluydu.

YOLCULUK 438 GÜN SÜRDÜ!

Aslında Alvarenga ve tecrübesiz arkadaşının balık avı, neredeyse kusursuz başlamıştı. Okyanusa açıldıklarının henüz ilk saatlerinde balık sandıklarını neredeyse ağzına kadar doldurmayı başarmışlardı.

Fakat geri dönüş yolunda yakalandıkları bir fırtına bu bereketli seferi korkunç bir maceraya dönüştürecekti.

Alvarenga ve Cordoba tam beş gün süren fırtınadan sağ salim kurtulmayı başardı. Ancak yalnızca birkaç saatlik mesafede olması gereken kasaba, yerinde yoktu.

İkili, fırtına sebebiyle Pasifik Okyanusu’nun hiç bilmedikleri, belki hiç kimsenin de bilmediği bir noktasına sürüklenmişti!

El Salvadorlu, ilk şaşkınlığı üzerinden attıktan sonra fırtınanın teknede bıraktığı tahribatı tespit etmek için harekete geçti.

Teknenin bazı bölümleri hasar almıştı. Elektronik cihazlar tümüyle bozulmuş ve telsizin pili bitmişti. Üstelik hiçbir gıda malzemesi de kalmamıştı. İkili, sonsuz bir okyanusun gizemli bir yerinde bütünüyle yalnızdı.

Ancak tecrübeli bir balıkçı olan Alvarenga sayesinde beslenme konusunda sıkıntı çekmiyorlardı.

Alvarenga, balık ve okyanus kuşlarını avlamak konusunda hayli marifetliydi. Su ihtiyaçlarını ise yağmur sularını biriktirerek karşılıyorlardı. Elbette yağmur yağmadığı dönemler de oluyordu. Bu zamanlarda Alvarenga ve arkadaşı deniz kaplumbağalarının kanını ve kendi idrarlarını içiyorlardı.

Ancak okyanustaki yaşam savaşından galip çıkmak için pek çok farklı cephede dayanıklı olmak gerekiyordu.

Alvarenga, psikolojik sağlığını koruyabilmek için ay döngüsünü takip ediyor, zamanı ve tarihi hesaplama çalışıyor, zihnini sürekli meşgul ediyordu.

Oysa günler, haftalar ve aylar geçtikçe Ezequiel Cordoba’nın zihinsel ve fiziksel sağlığı bozuluyordu

Nihayet, Pasifik’teki mahkûmiyetlerinin 4. ayında (Alvarenga öyle olduğunu tahmin ediyordu) Ezequiel Cordoba, yaşam savaşını kaybetti. Tecrübesiz balıkçı, bu zorlu yaşam şartlarına ancak 4 ay dayanabilmişti. Jose Salvador Alvarenga, genç balıkçının cansız bedenini okyanusun mavi sularına bıraktı.

Fakat Alvarenga’nın savaşı devam ediyordu. Nerede olduğundan, ne kadar zamandır açık denizde sürüklendiğinden emin olamasa da karaya ayak basacağı günün hayalini kuruyordu.

Talihsiz adam, Cordoba’nın ölümünden sonra aylar boyunca Pasifik Okyanusu’nda tek başına sürüklendi. Hiçbir gemiyle karşılaşmadı, üzerinden geçen uçakların hiçbiri küçük teknesini görmedi.

Sonsuz okyanusta aylar boyunca hiçbir kara parçasına rastlamadı. Ta ki okyanustaki esaretinin 400. gününe kadar.

El Salvadorlu, nihayet bir yılı aşkın bir süre sonunda bir kara paçası görmeyi başardı. Ancak yine de çok uzaktaydı.

Öyle ki toprağa kavuşması için daha 38 gün boyunca yol alması gerekiyordu. Öyle de yaptı. Jose Salvador Alvarenga, balık tutmak için bindiği teknesinden tam 438 gün sonra inebildi.

Marshall Adaları’na çıkmıştı. İlk gördüğü eve giderek bu inanılmaz kurtuluş öyküsünü anlattı.

Ne var ki evdekiler, bu tuhaf görünümlü adama inanmadılar ve polise haber verdiler. Meksika’daki yetkililerle görüşen polisler, Alvarenga’nın aylar önce öldüğü bilgisini edindi. Ancak balıkçı kanlı canlı bir şekilde karşılarında duruyordu…

Jose Salvador Alvarenga, bir yıldan fazla bir süre sonra Meksika’daki balıkçı kasabasına geri döndü.

İlk etapta sıra dışı hayatta kalma öyküsüne inananların sayısı oldukça azdı. Çünkü bu usta balıkçı kasabadan ayrılmadan önceki halinden çok daha sağlıklı görünüyordu.

Üstelik yalnızca balık ve deniz kuşlarından oluşan kısıtlı diyetine rağmen kilo almıştı. Evet, yaşadığı zorlu günlerin bazı izlerini taşıyordu. Ancak hiç kimse bu adamın 438 gün boyunca açık denizde sürüklendiğine inanamıyordu. Doktorlar, yaşadığı şeyler göz önüne alındığında Alvarenga’nın ayakta durmakta dahi zorlanması gerektiğini ifade ediyordu. Oysa karşılarında gerçekten de hayli sağlıklı görünen bir adam vardı.

Sağlıklı görünümü, Alvarenga’nın son derece ilginç bir suçlamayla karşı karşıya kalmasına neden oldu.

Ezequiel Cordoba’nın ailesi, Alvarenga’yı oğullarının cesedini yemekle, yamyamlıkla suçladı. Çünkü aileye göre ancak bu şekilde böylesine sağlıklı olabilirdi. Aile Alvarenga’ya bu hususta bir dava dahi açtı. Elbette bu iddia hiçbir zaman doğrulanamadı. Çünkü okyanusta yaşananların Alvarenga’dan başka tanığı yoktu.

Jose Salvador Alvarenga, kara yaşamına adapte olduktan sonra sıra dışı macerasını Jonathan Franklin isimli bir gazeteciye anlattı.

Macerası, Franklin tarafından yazılan ‘438 Gün: Denizde Olağanüstü Bir Hayat Mücadelesinin Gerçek Hikayesi’ isimli bir kitapta anlatıldı.

Jose Salvador Alvarenga bugün El Salvador’da, denizden bütünüyle uzak bir yaşam sürüyor.

Exit mobile version