UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde yer alan dünyanın en eski yerleşim bölgelerinden Harran Ören Yeri’nde yapılan kazı çalışmalarında 5. yüzyıla ait kilise kalıntıları ortaya çıkarılıyor.
Harran Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ve Harran Ören Yeri Kazı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Önal, AA muhabirine, Kültür ve Turizm Bakanlığının finansmanı, Şanlıurfa Valiliği, Şanlıurfa Müze Müdürlüğü koordinasyonunda Türk Tarih Kurumu Başkanlığı, Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi, Harran Üniversitesi ve Harran Kaymakamlığı desteğiyle ören yeri kazılarını yürüttüklerini söyledi.
Harran kentinin kadim güzelliklerinin arkeolojik kazılarla gün yüzüne çıkarıldığını ifade eden Önal, bu dönemde alanda bulunan kilise yapısı üzerinde çalışmalarını yoğunlaştırdıklarını belirtti.
Önal, kilisenin Harran Ulu Camisi’nin 200 metre kuzeyinde yer aldığını belirterek, şöyle devam etti:
“Kilisenin bir bölümünü kazdık, oldukça büyük ebatlı bir kilise. Onun kuzey nefindeyiz (ana koridor) şu an ve nefin büyük bölümü ortaya çıktı. Bazilika planlı bir kilise burası ve bezemesi de var. Sütun başlıklarında akantüs denilen kenger yapraklı kabartmalı sütun başlıkları bulunuyor. Kazı çalışmalarımızda hem kuzey nefin büyük bölümü hem de kuzeyinde bir revaka rastladık ki revak sütunları ortaya çıktı. Sütun başlıkları düşmüş halde. Yani şu an Harran’da toprak altında yapılar sütunlarıyla kazılmayı bekliyor. Bu şekilde kazdıkça kilisenin tamamı, apsisiyle (kilisede dua edilen yer), diğer nefleriyle ortaya çıkarılacak.”
Dönemine göre oldukça büyük olan kiliseyi 5’inci yüzyıla tarihlendirdiklerini ifade eden Önal, şunları kaydetti:
“Güneydoğu’nun en büyük katedral düzeyinde bir kilisesi, uzunluğu 70 metreden fazla ve kesme blok taşlardan yapılmış bir kilise. Kazılarda camdan yapılmış mozaik tesseraları (renkli mozaik taş) da buluyoruz ve bunlar daha çok duvarlarda ve kemerlerde kullanılmış. Bu kiliseyi Doğu Roma dönemine tarihledik, yani 5. yüzyıla. Dolayısıyla bu tarihte yapılmış bölgedeki kiliselerin tabanı mozaik. Bu kilisenin tabanında da mozaik bekliyoruz.”
Prof. Dr. Önal, kilisenin Moğol istilası sırasında yağmalanarak yıkıldığını ve aynı zamanda doğa olaylarından da etkilendiğini aktararak, “Kilisede yaptığımız çalışmalarda Moğollar tarafından burası yakılıp yıkılmış ama sonraları deprem olmuş. Şu an kilisenin kuzey nefinin duvarı tamamen blok halinde yan yatmış. Yan yattığı için orada deprem izini de açık seçik gördük” diye konuştu.
Bölgedeki medresede de kazı çalışmalarının devam ettiğini anlatan Önal, restorasyon ve kazı çalışmalarının tamamlandığı Ulu Cami’nin ise ziyarete açıldığını sözlerine ekledi.