Milli Saraylar Kalemkar Atölyesi’nde restore edilen İngiliz yapımı, 300 yıllık iki büyük saatin, mekanik aksam ile birleştirildikten sonra Topkapı Sarayı’nda sergilenmesi planlanıyor.
“James Newton” ve “Markwick Markham & Perigal” imzaları taşıyan ve Osmanlı sarayına özel üretilen saatler, Osmanlı Pazarı Saatleri olarak anılıyor.
Ahşaptan imal edilen kasaları, pirinç kakma, bağa kaplama, altın varak, yağlı boya manzara ve çiçek tasvirleriyle süslenen saatler, Osmanlı kültürünün estetik beğenisi dikkate alınarak yapılan kubbeli formuyla dikkati çekiyor. Saatlerin kim için üretildiği veya kime hediye edildiğine dair ise herhangi bir bilgi bulunmuyor.
Milli Saraylar Saat ve Müzik Aletleri Koleksiyon Sorumlusu Ünal Tanrıverdi, restorasyona ilişkin yaptığı açıklamada, zamanı ölçmenin ve kayda almanın her medeniyetin en büyük uğraşlarından olduğunu söyledi.
Osmanlı toplumunda namaz vakitlerinin takip edilebilmesi ve kayıt altına alınabilmesi için zamanı ölçmenin büyük önem taşıdığına dikkati çeken Tanrıverdi, şunları kaydetti:
“Üretilen saatler tasarım ve süslemelerine gösterilen özenle adeta saat ve bilimin buluştuğu yer haline gelmiştir. Nitekim Milli Saraylar saat koleksiyonu da gerek mekanik aksamları gerek sanat değerleri açısından dünya saatçiliğinde önemli bir yer teşkil etmektedir. 18. yüzyıl üretimi, İngiliz menşeli, ahşap zemin üzerine kalem işinin tezyin edildiği bu eser grubunun, nakkaş ismi verilen restoratörler vasıtasıyla bakım ve onarımı yapılmaktadır. Sanatkarane üsluptaki bu eserlerimiz en yakın süre içinde ziyaretçilere sunulacaktır.”
Oturtma saat formundaki saatlerin Osmanlı pazarı için üretildiğine işaret eden Tanrıverdi, üzeri kubbeli, müzik aksamı olan ve Türk musikisi çalan bu saatlerin 18 ve 19’uncu yüzyılda Osmanlı’da yaygın kullanıldığı bilgisini verdi.
Kalemkar Demet Buldu ise saray koleksiyonuna ait nadir eserlerin ömrünü uzatmak için konservasyon çalışmaları yaptıklarının altını çizerek, “İlk olarak eserdeki malzemeleri ve sorunları tespit ettikten sonra fotoğraflama ve belgeleme işlemlerini yapıyoruz. Eseri tahrip eden unsurları belirledikten sonra ona en uygun malzemeyle konservasyon işlemini gerçekleştiriyoruz” dedi.
Konservasyon işlemi sırasında eser üzerindeki orijinal desenlere müdahale etmediklerinin altını çizen Buldu, sadece zemin üzerindeki estetik bozulmaları önleyen işlemler yaptıklarını aktararak, “Geri alınabilir boyalarla estetik bütünlüğünü sağlıyoruz. James Newton imzalı İngiliz oturtma saati üzerinde çalışıyoruz. Natüralist üslupta çiçeklerle bezenmiş bir eser. Aynı zamanda müzik tertibatlı bir saat” değerlendirmesinde bulundu.
Restorasyon uygulamaları son aşamaya gelen saatler, mekanizmalarıyla birleştirilerek sergilenmeye hazır hale getirilecek.