Olimpiyatlar tarihinde, spor ve sanatın birleşimi Pierre de Coubertin’in hayaliyle gerçeğe dönüştü. Antik Yunan’daki olimpiyatlarda şairlerin de etkin rol oynadığını bilen Coubertin, modern Olimpiyatlarda da benzer bir uyumu sağlamayı hedefledi. 1912 Stockholm Olimpiyatları’nda, edebiyat, resim, heykel, müzik ve mimari kategorilerinde sanat yarışmaları düzenlendi ve bu etkinlikler “Pentathlon of the Muses” adıyla anıldı. Ancak, bu sanat dallarının Olimpiyatlardaki varlığı, sadece 40 yıl sürdü.
İLK SANAT MADALYASI
1912 Olimpiyatları, Coubertin’in “kas ve zihin arasındaki uyum” vizyonunun bir parçası olarak sanat kategorilerini tanıttı. Edebiyat dalında ilk altın madalya, Georges Hohrod ve M. Eschbach’ın yazdığı “Ode to Sport” adlı şiire verildi. Şiir, sporu öven ve onun onur, neşe ve ilerleme gibi kavramlarla ilişkilendiren bir yapıya sahipti. Ancak bu şiir, bazı okuyucular tarafından “abartılı” ve “şekerli” olarak eleştirildi. İlginç bir şekilde, Hohrod ve Eschbach isimleri, Coubertin’in kendisine aitti. Coubertin, bu sanat dallarının Olimpiyatlar için önemli olduğunu ve sanatın spor ile birleşmesinin ideal bir yeniden canlanma sağlayacağını düşündü.
SANAT NEDEN OLİMPİYATLARDAN ÇIKARILDI
Sanat yarışmaları uzun süre devam etmedi. 1936 Berlin Olimpiyatları, Nazilerin propagandası altında gerçekleşti ve bu durum, sanat yarışmalarının kalitesini ve uluslararası ilgisini olumsuz etkiledi. 1948 Londra Olimpiyatları’ndan sonra, IOC sanat dallarını resmi programdan çıkardı. Bu kararın arkasında birkaç neden vardı:
- Profesyonel Sanatçılar Sorunu: Olimpiyatların amatörlük ilkesi, profesyonel sanatçıların yarışmalara katılmasını engellemeyi amaçlıyordu. Ancak, sanatçıların amatörlük tanımını belirlemek zordu ve bu da yarışmaların düzenlenmesini karmaşık hale getirdi.
- Kalite Sorunları: Sanat yarışmalarındaki başvuruların kalitesi genellikle düşük bulundu. Birçok eser yeterli seviyede ilgi görmedi ve bu durum, sanat dallarının değerini sorgulattı.
- Tartışmalar ve Karşıt Görüşler: Şiir ve diğer sanat dalları, özellikle erken 20. yüzyılın ünlü şairleri tarafından fazla ilgisiz ve değersiz olarak görüldü. Ünlü şairler bu yarışmalara katılmayı reddetti ve bu da etkinliklerin prestijini etkiledi.
Sanat dallarının Olimpiyat programından çıkarılması, spor ve sanatın birleşim ideali için büyük bir darbe oldu. Coubertin’in vizyonu, birçok Olimpiyat tarihçisi tarafından idealist bir hedef olarak değerlendirilirken, bu hedefin gerçekleştirilmesindeki zorluklar sanat dallarının uzun vadeli bir başarı elde etmesini engelledi.
Bugün, sanat dalları artık Olimpiyat programında yer almıyor. Ancak, Coubertin’in “kas ve zihin” ideali, zaman zaman yeniden gündeme geliyor ve bazı öneriler, sanat ve sporun birleşimini tekrar gündeme getirmek istiyor. Coubertin’in ölümünden sonra sanatın Olimpiyatlardan kaldırılması, sporun uluslararası platformdaki yalnızca fiziksel başarılarıyla öne çıkmasına neden oldu.