Hakan Reyhan
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yaşam
  4. Mithat Paşa, Sanayi Mektepleri, Köy Enstitüleri

Mithat Paşa, Sanayi Mektepleri, Köy Enstitüleri

featured

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İzmir’deki bir okulu sıklıkla ziyaret ediyor; okulun müfredatı-işlevi üzerinde titizlikle duruyor; gelişimini takip ediyor.

Üstelik ilk ziyareti daha Cumhuriyet kurulmadan önce, Lozan görüşmeleri hararetle devam ederken 13 Şubat 1923’te, ikinci ziyareti 16 Ocak 1924’de ve üçüncü ziyareti de 14 Ekim 1925’te gerçekleşiyor.

Yani Atatürk o yıllardaki muazzam yoğunluğu içerisinde, Cumhuriyetimizin kurulma ve kurumsallaşma sancılarının her Kemalisti uykusuz bıraktığı o devrim günlerinde bir eğitim kurumuna özellikle odaklanıyor ve özel incelemeleri sırasında okulun eğitim geleneğinin ve misyonunun Cumhuriyet devrimi için ne kadar önemli olduğunu açık bir şekilde ifade ediyor.

İzmirlilerin bir kısmı hangi okuldan bahsettiğimi anlamışlardır.

Cehalete, geri kalmışlığa, bağımlılığa meydan okuyan o ihtişamlı binasıyla İzmir Konak’ta hâlâ Türk devrimcilerinin, çağdaşlaşma öncülerinin selamlarını taşıyan, o zamanki adıyla, İzmir Sanatlar Okulu (eski adıyla İzmir Sanayi Mektebi)

Peki konunun Mithat Paşa ile ne alakası var?

Geçen haftaki yazımda genel olarak belirttiğim gibi, Mithat Paşa’nın valilikleri sırasında gerçekleştirdiği devrimci girişimlerden biri sokak çocuklarını, yetimleri, mağdur çocukları meslek edindirecek aynı zamanda güçlendirilmesi istenen milli-yerel sanayi için kalifiye eleman yetiştirecek ıslahhanelerin açılmasıydı.

Mithat Paşa’nın Balkan coğrafyasında başlattığı bu girişimler, daha sonra Anadolu’ya yayılmıştır. İşte bu süreçte İzmir Sanatlar Okulu’nun temeli de 1860’lı yıllarda atılmış, 1867’de “İzmir Islahhanesi” adıyla okul resmen kurulmuştur.

Mobilyacılık, demir-dökümcülük, kunduracılık, tekstil, matbaacılık gibi çeşitli mesleki bölümleri olan ve bu özelliğiyle meslek liselerinin de temelini oluşturan okul 1881’de eğitim misyonuna da uygun olarak İzmir Sanayi Mektebi ve sonra İzmir Sanatlar Mektebi adını almıştır.

Bu sıralarda Mithat Paşa kısa süreli de olsa İzmir (Aydın) valisidir. Az bir zaman içerisinde İzmir için özel çalışmalar yapmış, projeler geliştirmiştir.

Hatta öyle büyük kalkınma hedefleri, projeleri ortaya koymuştur ki, onun saltanatı yıkarak bir cumhuriyet rejimi kuracağı söylentileri Saray’a ulaştırılmıştır.

Nitekim hemen akabinde Mithat Paşa’nın varlığını tehlikeli bulan tefecilerin, işbirlikçi tüccarların, kamu kaynaklarını arpalık gibi görerek devleti ve halkı soyan bazı memurların ve ayrıca onun ideolojisiyle ilgili şahsi şüphe ve kıskançlıkları olan üst düzey yöneticilerin yaydığı dedikodu kumpası Mithat Paşa’nın sonu olmuş ve Paşa, polis kıskacı altında İzmir’den uzaklaştırılmıştır.

Elbette İzmir Sanatlar Mektebi’nin model-proje öncüsü, fikir babası olan Mithat Paşa, kısa süreli İzmir Valiliği döneminde okulun içeriğini yetkinleştirecek bazı çalışmalar yapmış ve okula iyice damgasını vurmuştur.

Okulun eğitim felsefesi, modeli ve müfredatı Mithat Paşa’nın valilikleri sırasında illerde başlattığı kalkınmacılık anlayışı ile uyumlu, kalkınma felsefesini besleyen bir şekilde geliştirilmiştir. Öyle ki, okul başlı başına bir “fabrika” gibi de çalışmış, içinde barındırdığı atölyelerinde ürettiği eğitim araç ve gereçlerini Anadolu’nun birçok bölgesine eğitimde kullanılmak üzer göndermiştir.

İşte Atatürk’ün yaklaşık 2,5 yılda üç kez ziyaret ettiği, alkışladığı, hep önemsediği okul budur.

Atatürk’ün devrimci eğitim anlayışını tam olarak yansıtan hem teorik hem uygulamalı eğitim veren, sıradan halkın, eğitim olanağı olmayan dezavantajlı grupların özel olarak kalkınma için yetiştirilmesi ve kalkınma sürecine dahil edilmesi amacını taşıyan bu okul, ileride kırsal alanlarda başarıyla uygulamaya geçirilen köy enstitülerinin de ilham kaynağı olarak değerlendirilebilecek bir eğitim müfredatına ve misyonuna sahiptir.

Atatürk, 1924’te okulda yaptığı özel incelemeleri sırasında okulun her geçen zaman daha da yetkinleşmekte olduğundan sevinç ve gururla bahsettikten sonra aynen şu ifadeyi kullanmıştır: “Türkiye Cumhuriyeti bu sanat mekteplerinin tam inkişafına (ilerlemesine) çok muhtaçtır”

Atatürk’ün “sanat mektepleri” derken kastettiği şey, Batı’daki gibi burjuvaziye dayanmayan, kendi tarihsel koşulları içerisinde gerçekleşmesi elzem olarak görülen “Türk sanayi devrimi”ni gerçekleştirecek kadroların yetiştirilmesini, anlayışların yerleştirilmesini sağlayacak olan “sanayi meslek sanatları”dır. Buna pekâlâ “sanayi okullar”ı veya “kent-sanayi enstitüleri” de denilebilir.

İşte bu anlayış, yine Atatürk’ün kaçınılmaz olarak gördüğü “kırsal kalkınma devrimi”nin eğitim modeli olan “Köy Enstitüleri” ile aynı tarihsel-felsefi zemine dayanmakta ve bu zeminde aynı zamanda bir kırsal kalkınma öncüsü olan Mithat Paşa izi fazlasıyla hissedilmektedir.

Başa dönelim.

Özellikli modeliyle Cumhuriyet devrimi sürecinde, Cumhuriyetin kalkınmacı ruhuna da uygun eğitim-öğretim birimi olarak kabul edilen ve bu yüzden Atatürk’ün özel olarak ilgilendiği İzmir Sanatlar Okulu, bugün Konak’taki Mithatpaşa Caddesi’nde “Mithatpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi” adıyla hala varlığını sürdürmektedir.

Peki okul Mithatpaşa adını ne zaman almıştır? 1943 yılında. Türkiye’ye Atatürkçü cumhuriyetçi kalkınma anlayışının kırsal alanlardaki devrimci aracı olarak biçimlendirilen köy enstitüleri modelinin İsmail Hakkı Tonguç ile birlikte kurucu önderi olan Hasan Ali Yücel’in Milli Eğitim Bakanlığı döneminde.
Mithat Paşa ile ilgili taşlar yerine oturmaya başlıyor.

Mithat Paşa, Sanayi Mektepleri, Köy Enstitüleri
Yorum Yap